Sözlüğümü geri vermeyi unuttu.
- He forgot to give back my dictionary.
Bu gerçek unutulmamalı.
- This fact must not be forgotten.
Yaşamın anlamı, sanki hiç yaşamamış gibi unutulmaktır.
- The meaning of life is to be forgotten as if you never were.
Zamanın ilerlemesiyle olay unutuldu.
- The event was forgotten in progress of time.
Ne kadar güzel olduğunu unutmuştum.
- I had forgotten how beautiful you are.
Alçakgönüllülük unutulmuş bir erdemdir.
- Humility is a forgotten virtue.
Makale şimdi unutulmuş bir olayı ima ediyor.
- The article alludes to an event now forgotten.