Mary'nin benim gibi birine şimdiye kadar aşık olmasını beklemenin gerçek dışı olduğunu biliyorum.
- I know it's unrealistic to expect Mary to ever fall in love with someone like me.
Senin hipotezin tamamen gerçek dışıdır.
- Your hypothesis is completely unrealistic.
Tom'un gerçekçi olmayan beklentileri var.
- Tom has unrealistic expectations.
O gerçekçi olmayan standartlara sahip.
- She has unrealistic standards.