not ordinary; exceptional; unusual

listen to the pronunciation of not ordinary; exceptional; unusual
English - Turkish

Definition of not ordinary; exceptional; unusual in English Turkish dictionary

extraordinary
fevkalade
extraordinary
{s} olağandışı

Meri olağandışı bir kadın. - Mary is an extraordinary woman.

Mary olağandışı notlar aldı. - Mary got extraordinary grades.

extraordinary
{s} olağanüstü

Tom olağanüstü bir kişidir. - Tom is an extraordinary person.

Tom olağanüstü gücü olan bir atlettir. - Tom is an athlete with extraordinary strength.

extraordinary
(Tekstil) anormal ( olağanüstü )
extraordinary
{s} sıradışı

Mary sıradışı bir kadındı. - Mary was an extraordinary woman.

Sıradışı ilişkileri vardı. - They had an extraordinary relationship.

extraordinary
{s} özel
extraordinary
müstesna
extraordinary
olağan üstü
extraordinary
acayip
extraordinary
eşi benzeri yok
extraordinary
garip
extraordinary
görülmemiş

Bir şey okumayan bir kişi görülmemiş bir kolaylıkla aldatılabilir. - A person never reading anything may be fooled with an extraordinary easiness.

extraordinary
alışılmamış
extraordinary
harikulade
extraordinary
(sıfat) olağanüstü, olağandışı, fevkalade, sıradışı, özel, özel olarak görevlendirilmiş
English - English
extraordinary
not ordinary; exceptional; unusual
Favorites