not known; not apprehended

listen to the pronunciation of not known; not apprehended
English - Turkish

Definition of not known; not apprehended in English Turkish dictionary

unknown
{i} bilinmez

Onun orijini bilinmez. - Its origin is unknown.

O, Almanya'da yıldızdır ama Amerika'da tamamen bilinmez. - He's a star in Germany, but completely unknown in America.

unknown
{i} bilinmeyen

Bilinen bir hata bilinmeyen bir gerçekten daha iyidir. - A known mistake is better than an unknown truth.

Onun buluşlarının büyük bir kısmı tarihe bilinmeyen olarak kalacağı tahmin edilmektedir. - It is estimated that a great part of his inventions would remain unknown to the date.

unknown
kimliği belirsiz
unknown
ünsüz
unknown
tanınmıyor
unknown
adsız
unknown
tanınmayan

Yaşarken tanınmayan birçok büyük düşünür ölümden sonra ünlü oldu. - Many great thinkers who were unknown while alive became famous after death.

unknown
meçhul
unknown
Unknown Soldier Meçhul Asker
unknown
{i} yabancı
unknown
meçhul kimse
unknown
{s} gizli
unknown
{s} tanınmamış
unknown
(Askeri) TANINMAYAN

Yaşarken tanınmayan birçok büyük düşünür ölümden sonra ünlü oldu. - Many great thinkers who were unknown while alive became famous after death.

unknown
meçhul şey/meçhul kimse
English - English
unknown
not known; not apprehended
Favorites