not existing; lacking; as, the part was rudimental or absent

listen to the pronunciation of not existing; lacking; as, the part was rudimental or absent
English - Turkish

Definition of not existing; lacking; as, the part was rudimental or absent in English Turkish dictionary

absent
{f} bulunmamak

Onun konuşma şeklinde tonlama bulunmamaktadır. - Intonation is absent in his way of speaking.

absent
(fiil) bulunmamak
absent
yok (mevcut olmama)
absent
yok olan (şey)
absent
yoklamada bulunmayan
absent
namevcut
absent
ilgisiz
absent
yok

Bazı kedilerde kuyruklar yok. - Tails are absent in some cats.

Dün niçin sınıfta yoktun? - Why did you absent yourself from class yesterday?

absent
{s} bulunmayan

Bugün derste bulunmayan birçok öğrenci vardı. - There was a lot of students absent from class today.

absent
çekilmek
absent
(bir yerde bulunması gerekirken orada) bulunmayan (kişi); (orada artık) bulunmayan (kişi): How many people are absent today? Bugün kaç
absent
boş/yok
absent
hazır bulunmamak için çekilip gitmek absent oneself gitmek
absent
{s} dalgın

Yüzünde dalgın bir bakışı vardı. - She has an absent look on her face.

Tom çok dalgındır ve bazen çocukları okuldan almayı unutur. - Tom is quite absent-minded and sometimes forgets to pick the kids up from school.

absent
gaip absent dalgın absent without leave vaktinde dönmek üzere kaçan
absent
uzak tut
absent
(Tıp) Namevcut, olmayan, gaip
absent
(sıfat) yok, bulunmayan, devamsız, dalgın
English - English
absent
not existing; lacking; as, the part was rudimental or absent
Favorites