not excessive; acting in moderation

listen to the pronunciation of not excessive; acting in moderation
English - Turkish

Definition of not excessive; acting in moderation in English Turkish dictionary

moderate
ılımlı

Tom ılımlı içicidir ama babası bir balık gibi içer. - Tom's a moderate drinker, but his father drinks like a fish.

Florida'daki hava genellikle ılımlıdır. - The weather in Florida is generally moderate.

moderate
{f} başkanlık etmek
moderate
{s} ölçülü

Büyükbabam her sabah ölçülü egzersiz yapar, güçlü ve sağlıklı olmasının nedeni budur. - My grandfather does moderate exercise every morning, which is why he is strong and healthy.

İyi sağlık düzgün beslenme ve ölçülü egzersizden ibarettir. - Good health consists of proper eating and moderate exercise.

moderate
{s} makul

Makul miktarda kahve içer. - He drinks a moderate amount of coffee.

Makul bir egzersiz kan dolaşımını artırır. - Moderate exercise stimulates the circulation of blood.

moderate
ne az ne çok olan
moderate
hafifletmek
moderate
orta

Orta derecede egzersiz sana iyi gelecektir. - Moderate exercise will do you good.

Akşamları orta derecede egzersiz uyumaya yardım eder. - Moderate exercise in the evening helps induce sleep.

moderate
orta seviyede, yeterli
moderate
moderatenessılımlılık
moderate
{f} yumuşatmak
moderate
ılımlı olarak
moderate
{s} vasat
moderate
ölç

Ölçülü egzersiz yapmak size iyi gelecektir. - Taking moderate exercise will do you good.

Ölçülü düzeyde egzersiz yapmak sağlık için yararlıdır. - Taking moderate exercise is good for the health.

moderate
orta dereceli

Orta dereceli egzersiz hem aklımızı hem bedenimizi tazeler. - Moderate exercise will refresh both mind and body.

moderate
ölçülü/orta
moderate
görüşleri aşırıya kaçmayan
moderate
{s} orta; ne büyük ne küçük olan; ne az ne çok olan: He's a moderate eater. O ne az ne çok yer
moderate
moderately mutedil olarak
moderate
azaltmak
English - English
moderate
not excessive; acting in moderation
Favorites