O günlerde, Amerika Birleşik Krallık'tan bağımsız değildi.
- In those days, America was not independent of the United Kingdom.
Anlaşma Texas'ı bağımsız hale getirdi.
- The treaty made Texas independent.
O, akıllı ve özgür bir kız.
- She's a smart and independent girl.
Apartmanında tek başına olduğunda, bağımsız hissedersin. Odanda tek başına olduğunda, özgür hissedersin. Yatağında tek başına olduğunda, yalnız hissedersin.
- When you're alone in your apartment, you feel independent. When you're alone in your room, you feel free. When you're alone in your bed, you feel lonely.
John ailesinden tamamen bağımsız olmak istedi.
- John wanted to be completely independent of his family.
O daha bağımsız olmak istiyor.
- She wants to be more independent.
Oğlum her zaman çok başına buyruktu.
- My son has always been very independent.
Büyük annem başına buyruk birisidir.
- My grandma is a very independent person.