Aslında o oynak bir kadın.
- Actually she is a loose woman.
O gevşek bir ceket giyiyor.
- She's wearing a loose coat.
Sözleşme oldukça gevşek.
- The contract was rather loose.
Bu ceket üzerimde bol görünüyor.
- This coat looks loose on me.
Pantolonum çok bol, çünkü çok kilo verdim.
- My pants are very loose because I've lost much weight.
O, serbest bir hayat yaşadı.
- He has led a loose life.
O, köpeği bahçede serbest bıraktı.
- He let the dog loose in the garden.
The puck was momentarily loose right in front of the net.