not aware, unknowing, uninformed

listen to the pronunciation of not aware, unknowing, uninformed
English - Turkish

Definition of not aware, unknowing, uninformed in English Turkish dictionary

unaware
habersiz

Sami, Leyla'yı yönlendiren tatmin edilemez hırstan tamamen habersizdi. - Sami was completely unaware of the insatiable greed driving Layla.

Mary kendi güzelliğinden habersizdi. - Mary was unaware of her own beauty.

unaware
aymaz
unaware
bihaber
unaware
haberi olmamak
unaware
gaflete düşmek
unaware
{s} önemsemeyen
unaware
{s} farkında değil

O, durumun farkında değildi. - He was unaware of the situation.

Tom patronu için önemli bir belgeyi çevirirken, bazı hatalar yaptığının farkında değildi. - Tom was unaware of some errors he had made when translating an important document for his boss.

unaware
{s} dikkatsiz
unaware
{s} farkında olmayan
unaware
{s} haberi olmayan
English - English
{s} unaware
not aware, unknowing, uninformed
Favorites