not auspicious; boding ill

listen to the pronunciation of not auspicious; boding ill
English - Turkish

Definition of not auspicious; boding ill in English Turkish dictionary

unfortunate
talihsiz

Tom talihsiz bir kaza ile karşılaştı. - Tom met with an unfortunate accident.

Pasaportunu kaybetmesi talihsizlikti. - It was unfortunate that he lost his passport.

unfortunate
{s} şanssız

Evde şanssız bir kaza vardı. - There was an unfortunate incident at home.

Şu şanssız insanlara acıdı. - She sympathized with those unfortunate people.

unfortunate
{i} şanssız kimse
unfortunate
nasipsiz
unfortunate
bahtsız kimse
unfortunate
bahtsız
inauspicious
{s} şanssız
inauspicious
inauspiciouslyuğursuzlukla
inauspicious
{s} tâlihsiz
inauspicious
inauspiciousnessuğursuzluk
inauspicious
{s} meymenetsiz
inauspicious
{s} meşum
inauspicious
{s} uğursuz
unfortunate
{s} aksi

Hayır, ne yazık ki; aksine. - No, unfortunately; on the contrary.

unfortunate
{s} mutsuz
unfortunate
(sıfat) şanssız, mutsuz, tâlihsiz, bahtsız, başarısız, aksi
English - English
unfortunate
inauspicious
not auspicious; boding ill
Favorites