not at all.

listen to the pronunciation of not at all.
English - Turkish

Definition of not at all. in English Turkish dictionary

none
hiçbiri

Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez. - None of the computers can continue to run with a burnt card.

Sınıf arkadaşlarımdan hiçbiri buraya yakın yaşamazlar. - None of my classmates live near here.

none
hiç

Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez. - None of the computers can continue to run with a burnt card.

Herhangi bir ev, hiç olmamasından daha iyidir. - Any house is better than none.

not at all
bir şey değil

Bu hiç de Tom'un beklediği bir şey değil. - This is not at all what Tom expected.

not at all
önemli değil
Not at all
Bir şey değil./Rica ederim
none
yok

Yarım somun ekmek hiç yoktan iyidir. - Half a loaf is better than none.

Biraz tuz istedim fakat kavanozda hiç yoktu. - I wanted some salt, but there was none in the jar.

none
hiç kimse

Hiç kimse onu Tom'un yapabildiği kadar iyi yapamaz. - None can do it as good as Tom can.

Herkes için bir arkadaş hiç kimse için bir arkadaştır. - A friend to all is a friend to none.

not at all
hiç

Bazen sana uğramamın bir sakıncası var mı? Hayır, hiç. - Do you mind if I call on you sometime? No, not at all.

O politikacının söylediği hiç gerçek değil. - What that politician said is not at all true.

none
hiçbirini

Onların hiçbirinin karısı yok. - None of them have wives.

Hiçbiriniz benim partime davet edilmeyecek. - None of you are invited to my party.

none
hiçbir zaman
none
hiçbir biçimde
not at all
hiç de değil

''Bana hala kızgın mısın?'' ''Hayır hiç de değil.'' - Are you still mad at me? No, not at all.

Sizi rahatsız ediyor muyum? Hayır, hiç de değil - Do I annoy you? No, not at all.

not at all
sorun değil
not at all
zerre kadar
not at all
ne demek
not by a long sight
katiyen
not at all
hiç değil

Yorgun musun? Hayır, hiç değil. - Are you tired? No, not at all.

Sizce burada sigara içmemin sakıncası var mı? Hayır, hiç değil. - Do you mind my smoking here? No, not at all.

Not at all
Rica ederim!
Not at all
estağfurullah
not at all
Bir şey değil!/Rica ederim! (Thank you! sözüne karşılık)
not at all
hiç, asla: "This house iş not at all suitable. - Bu ev hiç uygun değil."
not at all
Birşey değil! ; Rica ederim!
not at all
kesinlikle değil
not at all
hiç, asla. - This house iş not at all suitable. Bu ev hiç uygun değil
not at all
hiç problem değil
nothing of the sort
tür şey
none
{z} hiçbiri, hiç kimse. z. hiç, asla, hiçbir biçimde
none
asla
none
hiç biri

Hiç birimiz mükemmel değiliz. - None of us are perfect.

Tom'un sınıf arkadaşlarından hiç birisi, onun babasının kim olduğunu bilmiyordu. - None of Tom's classmates knew who his father was.

none
hiç bir suretle
not at all
katiyen
not at all
asla

Asla hatalı değilsin. - You are not at all wrong.

not at all
rica ederim
not at all
hiç de
not in the least
hiç

Uzun bir günün ardından yorgun olmalısın. Hayır, hiçbir şekilde. - You must be tired after a long day. No, not in the least.

O, hediyemden hiç memnun olmadı. - She was not in the least pleased with my present.

not in the least
hiçbir şekilde
English - English
none

Now don't you worry none.

Used similarly to you're welcome, as a conventional reply to an expression of gratitude
Not

He's not at all friendly towards his ex-wife.

not one bit; on the contrary, vice versa
not in the least
nothing of the sort
not by a long sight
not at all.
Favorites