Please sign on the dotted line.
- Lütfen noktalı çizginin üzerini imzala.
Turkish distinguishes between dotted and dotless Is. There are capital and lowercase versions of both.
- Türkçe noktalı ve noktasız I arasında ayrım yapıyor. Her ikisinin de büyük ve küçük versiyonları var.
The lake is deepest at this point.
- Göl bu noktada en derindir.
You sure guessed the critical points of that teacher's exam.
- O öğretmenin sınavının kritik noktaları emin olarak tahmin ettin.
The lake is deepest at this spot.
- Göl bu noktada en derindir.
I have a round bald spot on my head.
- Kafamda yuvarlak kel bir nokta var.
All of these sentences need a full stop.
- Bu cümlelerin hepsinin bir noktaya ihtiyacı var.
There needs to be a full stop at the end of a sentence.
- Bir cümlenin sonunda nokta olması gerekir.
There needs to be a period at the end of a sentence.
- Bir cümlenin sonunda bir nokta olmalı.
You can't replace the comma with a period in this sentence.
- Bu cümlede virgülü bir noktayla değiştiremezsiniz.
The Earth and Sun are just tiny dots among the billions of stars in the Milky Way Galaxy.
- Dünya ve Güneş, Samanyolu Galaksi'sindeki milyarlarca yıldız arasında sadece ufacık noktadırlar.
Sami connected the dots.
- Sami noktaları birleştirdi.
Fourthly, my first three points do not exist.
- Dördüncü olarak, benim ilk üç noktam yoktur.
Everyone has both strong and weak points.
- Herkesin hem güçlü hem de zayıf noktaları vardır.
We need to put a stop to this now.
- Şimdi buna bir nokta koymalıyız.
There needs to be a full stop at the end of a sentence.
- Bir cümlenin sonunda nokta olması gerekir.
The teacher particularly emphasized that point.
- Öğretmen özellikle o noktaya vurgu yaptı.