Çok yüksek sesle konuşmak zorunda değilsiniz.
- You don't have to talk so loud.
Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..
- They are talking loudly when they know they are disturbing others.
Birisi yüksek sesle kapıyı çalıyor.
- Someone is knocking loudly at the door.
Daha yüksek sesle konuşun böylece herkes sizi duyabilir.
- Speak louder so everyone can hear you.
Çok parlak bir kravat taktı.
- He wore a very loud necktie.
Lütfen daha yüksek sesle konuş. Burası çok gürültülü.
- Please speak louder. It is too noisy here.
Gittikçe gürültülü oluyordu.
- It was getting louder and louder.
Büyük bir buz parçası çatıdan kaydı ve büyük bir gürültüyle yere çarptı.
- A large piece of ice slid from the roof and hit the ground with a loud thud.
Aniden yüksek bir gürültüyle kapı kapandı.
- Suddenly, the door closed with a loud noise.
Bu turistler gürültücü ve kabadır.
- These tourists are loud and rude.
Birisi yüksek sesle kapıyı çalıyor.
- Someone is knocking loudly at the door.
Çok yüksek sesle konuşmak zorunda değilsiniz.
- You don't have to talk so loud.