Bir daha bunu yaparsan, seni eşek sudan gelinceye kadar döveceğim.
- Wenn du das noch einmal machst, werde ich dich windelweich prügeln.
Tom, beni sakın bir daha arama.
- Tom, ruf mich bloß nicht noch einmal an.
Bu yeni baştan oluyor.
- It's happening all over again.
Yeni baştan yapman gerekse neyi farklı yapardın?
- If you had to do it all over again, what would you do differently?
Fiyat düşük ama ayrıca kalite çok iyi değil.
- The price is low, but then again, the quality isn't very good.
Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır.
- Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy.
Hanako yine şemsiyesini unuttu.
- Hanako has forgotten her umbrella again.
Tom ve Mary, ertesi hafta yine orada buluşmak için karar verdi.
- Tom and Mary decided to meet there again the following week.
Kurultay tekrar oylama yaptı.
- The convention voted again.
Onu asla tekrar yapmayacağım.
- I will never do it again.
İki general ertesi gün tekrar buluştular.
- The two generals met again the next day.
Görünüşe göre Mary gene sarhoş.
- It looks like Mary is drunk again.
Lütfen onu yeniden söyleyin!
- Please say that again!
Tom'u yeniden incitmek istemiyorum.
- I don't want to hurt Tom again.
Ondan sonra bir daha onunla karşılaşmadım.
- I didn't meet him again after that.
Tom öyle bir şeyin bir daha asla olmayacağını söyledi.
- Tom said that nothing like that would ever happen again.
O tek kelime Fransızca söyleyemez ama üstelik bir yerli gibi İngilizce konuşur.
- He can't say one word of French, but then again he speaks English like a native.