Tom'un işe yaramaz olduğunu biliyordum.
- I knew Tom was no good.
Onu kullanmadığın sürece özgürlük yararsızdır.
- Freedom is useless unless you use it.
Tüm çabalarımın yararsız olduğu ortaya çıktı.
- All my efforts turned out to be useless.
İşe yaramaz şeyi atın.
- Leave out anything that is useless.
Havlu oldukça işe yaramazdı.
- The towel was quite useless.
Bilgi oldukça faydasızdı.
- The information was quite useless.
İnsanların söylemek istemediği şeyleri tercüme etmek faydasızdır.
- It's useless to translate things that people don't want to say.
Makine çevirisi neden kullanışsızdır?
- Why is machine translation useless?
Neden okulda çok fazla kullanışsız şey öğreniyoruz?
- Why do we learn so much useless stuff in school?
Doğa hiçbir şeyi boşuna yapmaz.
- Nature does nothing uselessly.
We tried pushing the car out of the mud but it was no good.
That boy's no good. Don't get involved with him!.
... and have a good time to go ...
... becoming good at yoga. ...