granny dress; granny glasses.
I'll give grandma a shirt for Christmas.
- Noel için nineme bir gömlek vereceğim.
Do you remember the first name of your grandmother? - No, I just always called her granny.
- Büyükannenin ilk adını hatırlıyor musun? - Hayır, ona her zaman sadece nine derdim.
Tom speaks French to his grandparents.
- Tom dedesi ve ninesiyle Fransızca konuşur.
That little house looks just like the little house my grandmother lived in when she was a little girl, on a hill covered with daisies and apple trees growing around.
- Şu küçük ev, küçük bir kızken ninemin yaşadığı, papatyalarla kaplı ve etrafında elma ağaçları olan bir tepede bulunan küçük eve çok benziyor.
That little house looks just like the little house my grandmother lived in when she was a little girl, on a hill covered with daisies and apple trees growing around.
- Şu küçük ev, küçük bir kızken ninemin yaşadığı, papatyalarla kaplı ve etrafında elma ağaçları olan bir tepede bulunan küçük eve çok benziyor.
Today's my grandmother's birthday.
- Bugün ninemin doğum günü.
A cat has nine lives.
They guaranteed that our Web site would have 99.99% uptime, or four nines.
Dokuzda gelebilir misin?
- Can you come at nine?
On, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
- Ten, eleven, twelve, thirteen, fourteen, fifteen, sixteen, seventeen, eighteen, nineteen, twenty.
Saat sabah dokuzu çeyrek geçiyor.
- It's a quarter after nine in the morning.
Kitabında sayfa dokuzu aç.
- Open your book to page nine.