Cuma geceleri, sık sık arkadaşlarımla birlikte pizza yemeye giderim.
- On Friday nights, I often go eat pizza with my friends.
Uzun sonbahar gecelerinde okumaktan daha iyi bir şey yoktur.
- There's nothing better than reading in the long autumn nights.
Yeni Zelanda'ya giderken Los Angeles'ta iki gece konakladık.
- We stopped over in Los Angeles for two nights on the way to New Zealand.
O birçok geceyi yıldızlara bakarak geçirdi.
- Many nights did he spend, looking up at the stars.
Dün gece arabam çalındı.
- My car was stolen last night.
Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü?
- I'd like to stay one more night. Is that possible?
Cuma akşamı, üç adam Bay White'ın oteline geldi ve üç oda istedi.
- On Friday night, three men came into Mr White's hotel and asked for rooms.
O her zaman sabahtan akşama kadar çalışıyor.
- He is always working from morning till night.
Karanlık ve fırtınalı bir geceydi.
- It was a dark and stormy night.
Aysız gece karanlıktı.
- It was a dark, moonless night.
Ben gece vakti çalışırım.
- I work in the nighttime.
Gece vakti kuyumcu dükkanını soydular.
- They robbed the jewelry store during the night.
I work nights.
The cat disappeared into the night.
We stayed at the Hilton for five nights.
a night on the town.
... the castle overlooking the town was built by the nights of hospital nurse ...