Cumartesi geceleri sık sık dışarıda yemek yiyor.
- He often eats out on Saturday nights.
Cuma geceleri, sık sık arkadaşlarımla birlikte pizza yemeye giderim.
- On Friday nights, I often go eat pizza with my friends.
O birçok geceyi yıldızlara bakarak geçirdi.
- Many nights did he spend, looking up at the stars.
Tom bir jazz klübünde haftada üç gece konser veriyor.
- Tom performs in a jazz club three nights a week.
Burası üç yıldızlı bir oteldir; bir gece üç yüz dolardır.
- This is a three-star hotel; three hundred dollars a night.
Bebek tüm gece ağladı.
- The baby cried all night.
Cuma akşamı, üç adam Bay White'ın oteline geldi ve üç oda istedi.
- On Friday night, three men came into Mr White's hotel and asked for rooms.
O, sabahtan akşama kadar çalıştı.
- He worked from morning till night.
Geceler neden bu kadar karanlık?
- Why are the nights so dark?
Aysız gece karanlıktı.
- It was a dark, moonless night.
Gece vakti bile olsa, artık sessiz ve huzurlu değil.
- Even at nighttime, it was not quiet and peaceful any more.
Gece vakti kuyumcu dükkanını soydular.
- They robbed the jewelry store during the night.
I work nights.
The cat disappeared into the night.
We stayed at the Hilton for five nights.
a night on the town.
... the castle overlooking the town was built by the nights of hospital nurse ...