nichtsdestoweniger

listen to the pronunciation of nichtsdestoweniger
German - Turkish
{'nihtsdesto've: nigır} bununla birlikte, buna karşın; aynen böyle
buna karşın
aynen böyle
English - Turkish

Definition of nichtsdestoweniger in English Turkish dictionary

nevertheless
yine de

Yine de ben son derece gurur duyuyorum. - Nevertheless, I'm extremely proud.

Şimdi bir şehirde yaşıyorum. Yine de, evim ve büyük orman arasındaki mesafe yalnızca bir kilometre civarında. - Now I live in a city. Nevertheless, the distance between my house and the large forest is only about a kilometer.

nevertheless
(Kanun) binaenaleyh
nevertheless
ama yine de

Henüz sabahın beşiydi ama yine de aydınlıktı. - It's just five in the morning, but nevertheless it is light out.

Brezilya'yı seviyorum ama yine de Ukrayna'ya gidiyorum. - I like Brazil, but nevertheless I'm going to the Ukraine.

nevertheless
bununla beraber
nevertheless
olmasına rağmen
nevertheless
hal böyleyken
nevertheless
hoş
nevertheless
bununla birlikte

Bununla birlikte deneyin başarılı olduğunu düşünüyorum. - Nevertheless I think the experiment was successful.

Bununla birlikte konu tartışmaya değer. - Nevertheless, the topic is worth discussing.

nevertheless
bütün bunlara rağmen

Bütün bunlara rağmen, ben son derece gurur duyuyorum. - Nevertheless, I'm immensely proud.

nonetheless
bununla beraber
nevertheless
buna rağmen

Buna rağmen, o ceketini çıkardı ve kısa bir konuşma için hazır görünüyordu. - Nevertheless, she took off her coat and seemed ready for a short conversation.

Biz oldukça önemsizdik ama buna rağmen müthiştik. - We're quite insignificant, but awesome nevertheless.

nevertheless
ancak
nonetheless
yine de

Fakir olmasına rağmen, o yine de mutluydu. - Though he was poor, he was nonetheless happy.

Çoğu denizanası sokmaları ölümcül değil ama çoğu yine de oldukça ağrılıdır. - Most jellyfish stings aren't deadly, but many are pretty painful nonetheless.

nonetheless
z. bununla birlikte, her şeye karşın, gene de, yine de
nonetheless
her şeye rağmen

Her şeye rağmen, o, çocukları seviyordu ve işinden memnundu. - Nonetheless, she loved the children and was content with the work.

German - English
nonetheless
notwithstanding
nevertheless
nichtsdestoweniger
Favorites