Fortunately, I've got you to talk to.
- Neyse ki, seni konuşturdum.
Fortunately he didn't die in the accident.
- Neyse ki kazada ölmedi.
Luckily Tom didn't see Mary.
- Neyse ki Tom Mary'i görmedi.
Luckily, we found an escape route.
- Neyse ki, biz bir kaçış yolu bulduk.