Bir sonraki rehberli tur saat kaçta?
- When is the next guided tour?
Sonraki durakta trenden ineceğim.
- I'm getting off the train at the next stop.
Bir saat aldım ve ertesi gün onu kaybettim.
- I bought a watch and I lost it the next day.
Tom Mary'ye ertesi gün boş olup olmadığını sordu.
- Tom asked Mary if she was free the next day.
Onu hemen sonra söyleyecektim.
- I was going to say that next.
Heisei, Showa döneminden hemen sonradır.
- Heisei is next after the Showa era.
Prens Charles bundan sonraki İngiliz kralı olacak.
- Prince Charles will be the next British king.
Bundan sonraki cadde nedir?
- What is the next street after this?
Ardından gelen şey bir gizemdi.
- What happened next was a mystery.
Daha sonra ne oldu bilmiyorum.
- What happened next, I don't know.
İtfaiye gelmeden yangın sonraki binaya yayıldı.
- The fire had spread to the next building before the firemen came.
Bundan sonra ne olacağını biliyorum.
- I know what happens next.
Bundan sonra ne yapacağımı bilmiyorum.
- I don't know what I'm going to do next.
Önümüzdeki ayın başında Tokyo'ya varacak.
- She will arrive in Tokyo at the beginning of next month.
Önümüzdeki cuma onu göreceğim.
- I'll see him next Friday.
Gelecek sene Çince öğrenmek istiyorum.
- I want to learn Chinese next year.
Bill gelecek hafta geri gelecek.
- Bill will return next week.
Bir sonraki rehberli tur saat kaçta?
- When is the next guided tour?
Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.
- The next step was to negotiate terms of a peace treaty.
Bitişik komşudaki köpek tehlikeli.
- The dog next door is dangerous.
Tom Mary'ye bitişik komşuya gitmesini ve komşunun yardıma ihtiyacı olup olmadığını anlamasını söyledi.
- Tom told Mary to go next door and see if the neighbors needed any help.
Tom daha sonra ne yapması gerektiğini merak ederek merdivenlerin alt kısmında oturdu.
- Tom sat at the bottom of the stairs wondering what he should do next.
Daha sonra ne olacağını anlatmak yok.
- There is no telling what will happen next.
Evimin yanında birkaç dükkân var.
- There are a few shops next to my house.
Temizlik, dindarlığın yanındadır.
- Cleanliness is next to godliness.
Tom konserde Mary'nin yanına oturdu.
- Tom sat next to Mary at the concert.
O, otobüste onun yanına oturdu.
- She sat next to him on the bus.
Tom bitişik odadan gelen bir müzik duydu.
- Tom heard some music coming from the next room.
Tom bitişikte yaşayan adamla geçinemiyor.
- Tom doesn't get along with the man who lives next door.
Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.
- The next step was to negotiate terms of a peace treaty.
Bir sonraki rehberli tur saat kaçta?
- When is the next guided tour?
Kitabı neredeyse bedava aldı.
- She bought the book for next to nothing.
İkizler o kadar benziyorlar ki birini diğerinden ayırt etmek neredeyse imkansız.
- The twins look so much alike it's next to impossible to distinguish one from the other.
Bir dahaki sefere bunun bedelini ödersin!
- Next time you'll pay for it!
Bir dahaki sefere seni hayal kırıklığına uğratmamaya çalışacağım.
- I'll try not to disappoint you next time.
Tom ardından ne yapması gerektiğini merak ediyordu.
- Tom wondered what he should do next.
Bir tayfun geçer geçmez ardından bir sonraki yaklaşır.
- No sooner has one typhoon passed than the next one approaches.
İleride ne olacağını hiç kimse bilmiyor.
- Nobody knows what will happen next.
Tom oturma sırasında Mary'ye bitişik bir koltuk aldı.
- Tom took a seat next to Mary on the bench.
Bir bebek dişine bitişik bir yetişkin dişi geldi.
- An adult tooth came in right next to a baby tooth.
Bill gelecek hafta geri gelecek.
- Bill will return next week.
Gelecek hafta New York'a gidiyor.
- He is leaving for New York next week.
Tom bitişikte yaşayan adamla geçinemiyor.
- Tom doesn't get along with the man who lives next door.
O bizim bitişikte yaşadı.
- She lived next door to us.
Yandaki evde yaşayan adam Mary'nin sevgilisidir.
- The man who lives next door is Mary's lover.
Yandaki evde kim yaşıyor?
- Who lives in the house next door?
Bir dahaki sefere beni görmeye geldiğinde, sana kitabı göstereceğim
- Next time you come to see me, I will show you the book.
Bir dahaki sefere saat onda, 1 Haziran'da, gelecek sene buluşacağız.
- We'll meet next time at ten o'clock, June the first, next year.
Onun bir sonraki gelişinde evde olacağım.
- I'll be at home the next time she comes.
Bir sonraki sürüş benim sıram olacak.
- Next time it will be my turn to drive.
Çelik binanın bitişiğinde papatyalar var.
- There are daisies next to the steel building.
Tom kapı komşusu kızla evlendi.
- Tom married the girl next door.
Tom bizim kapı komşumuz.
- Tom is our next door neighbor.
O, bize bitişik yaşıyor.
- He lives next door to us.
Tom bitişikte yaşayan adamla geçinemiyor.
- Tom doesn't get along with the man who lives next door.
Gelecek sefer daha çok gayret edeceğim.
- I'll try harder next time.
Gelecek sefer daha iyi bir iş çıkar.
- Do a better job next time.
Onun yanında, ben bizim sınıfta en hızlı koşucuyum.
- Next to him, I'm the fastest runner in our class.
Temizlik, dindarlığın yanındadır.
- Cleanliness is next to godliness.
Tom'un gelecek haftaya kadar senin için bir cevabı olacak.
- Tom will have an answer for you by next week.
Toplantı gelecek haftaya kadar ertelendi.
- The meeting has been put off until next week.
Bitişik komşudaki köpek tehlikeli.
- The dog next door is dangerous.
Tom'un bitişik komşu olduğunu bilmiyordum.
- I didn't know Tom was next door.
Bir dahaki sefere saat onda, 1 Haziran'da, gelecek sene buluşacağız.
- We'll meet next time at ten o'clock, June the first, next year.
Bir dahaki sefere seni hayal kırıklığına uğratmamaya çalışacağım.
- I'll try not to disappoint you next time.
Tom'un cüzdanında neredeyse bir şey yok.
- Tom has next to nothing in his wallet.
O konuda neredeyse hiçbir şey bilmiyor.
- He knows next to nothing about the issue.
Bir saat aldım ve ertesi gün onu kaybettim.
- I bought a watch and I lost it the next day.
Tom ve Jane tartıştılar fakat ertesi sabah barıştılar.
- Tom and Jane quarreled, but they made up the next morning.
Tom bizim yan komşumuz.
- Tom is our next door neighbor.
Tom kapı komşusu kızla evlendi.
- Tom married the girl next door.
The next week is full.
Next, please, don't hold up the queue!.
The party is next Tuesday; that is, not this Tuesday, but nine days from now.
When we next meet, you'll be married.
I'll know better next time.
Next, we stripped off the old paint.
Try the place next door.
WiMax has already established itself as a next generation technology with ideal credentials in the broadband wireless space for point-2-point applications.
Shall we inform the next of kin of his passing?.
When you start the next to the last roll, get some more paper.
Do you mind if I sit next to you?.
It is next to impossible to get him to admit it, but writes very well.
I got it for next to nothing in the January sales.
Next up is a performance you won't want to miss.
On the other hand, too wide a notch means you have to drill until a week from next Tuesday to get enough dust to fill the darn thing.
Even the best weatherman can't tell if it's going to rain or shine a week from next Tuesday. With the stars it is different. We can always tell in advance.
She didn't want to marry the boy next door, she yearned for the big city.
He didn't want to marry the girl next door, he hankered for the big city.
That diva may be gorgeous, but she's a real, well, you know, a see-you-next-Tuesday. A what? asked Jen. I cocked my head. Curious, myself. She's—pardon the expression—a cunt..
We'll be home in next to no time.
... Because the obvious next step after Apollo ...
... Our next question is from LinkedIn member ...