never before seen or done, without precedent

listen to the pronunciation of never before seen or done, without precedent
English - Turkish

Definition of never before seen or done, without precedent in English Turkish dictionary

unprecedented
{s} (daha önce) görülmemiş, o zamana kadar karşılaşılmamış, benzeri görülmemiş
unprecedented
görülmemiş

Bu yıl durum eşi görülmemiş. - The situation this year is unprecedented.

Görülmemiş yollar denenmeli. - Unprecedented ways should be tried.

unprecedented
{s} örneğine rastlanmamış
unprecedented
görülmemiş (daha önce)
unprecedented
{s} eşi benzeri görülmemiş

Fiyat atlaması eşi benzeri görülmemişti. - The price jump was unprecedented.

Bu bütünüyle eşi benzeri görülmemiş. - This is totally unprecedented.

unprecedented
{s} benzeri yaşanmamış
unprecedented
alternatifsiz
unprecedented
bu güne kadar görülmemiş
unprecedented
emsalsiz
unprecedented
eşsiz
unprecedented
yeni
unprecedented
{s} eşi görülmemiş

Bu yıl durum eşi görülmemiş. - The situation this year is unprecedented.

English - English
unprecedented
never before seen or done, without precedent
Favorites