Yeni bir bilgisayar almak istiyorum.
- Ich möchte einen neuen Computer kaufen.
Onun yeni romanı çoksatar oldu.
- Sein neuer Roman ist ein Bestseller geworden.
On dakikalık bir başka yürüyüş bizi kıyıya getirdi.
- Another ten minutes' walk brought us to the shore.
Bana başka bir kamera göster.
- Show me another camera.
Tom resme bir daha baktı.
- Tom took another look at the picture.
Tom onu bir daha denemeye karar verdi.
- Tom decided to give it another try.
Öncelikle, beş parasızım, ayrıca, zamanım yok.
- For one thing, I'm penniless; for another, I don't have the time.
Ayrıca başka bir nedeni vardı.
- There also was another reason.
Bu odayı sevmiyorum. Başka bir tane alabilir miyim?
- I don't like this room. May I have another one?
Bu kitabı başka bir tanesiyle değiştirmek istiyorum.
- I'd like to exchange this book for another one.
Başka biri için yer var mı?
- Is there space for another person?
Sen kendi suçlarını hatırladığında, başka birininkini unutursun.
- When you remember your own crimes, you forget another's.
Geçmişi unutmak ve yeniden başlamak zorundasın.
- You need to forget the past and start afresh.
Başkası konuşuyorken sözünü kesme.
- Do not interrupt when another is speaking.
Başkasını bulmalıyım.
- I have to find another one.
Bir gün geçti. Sonra diğeri.
- One day passed. Then another.
Her ev diğerine yakındır.
- Each house is near another.