nesneleşme

listen to the pronunciation of nesneleşme
Turkish - English
objectification
A concrete representation of an abstract idea or principle
the act of representing an abstraction as a physical thing a concrete representation of an abstract idea or principle
The process or manifestation of objectifying (something)
the act of representing an abstraction as a physical thing
nesne
article
nesne
object

Can you describe the object? - Nesneyi tarif edebilir misiniz?

The object flew away to the south, giving out flashes of light. - Nesne, yanıp sönen ışıklar vererek, güneye doğru uçtu.

nesne
anything
nesne
objective

I think I'm objective. - Nesnel olduğumu düşünüyorum.

nesne
(Bilgisayar) an object

After ten months of very hard work, sometimes working through the night in an unheated dome, Clyde Tombaugh discovered an object he named Pluto. - On aylık çok sıkı bir çalışmadan sonra, bazen ısıtılmamış bir kubbede gece boyunca çalışarak, Clyde Tombaugh Pluto adını verdiği bir nesne keşfetti.

I try to destroy an object using just my mind. - Sadece zihnimi kullanarak nesneyi yok etmeye çalışıyorum.

nesne
(Bilgisayar) objects

There were various objects in the room. - Odada çeşitli nesneler vardı.

We can see distant objects with a telescope. - Bir teleskopla uzak nesneleri görebiliriz.

nesne
subject

English is an SVO language because the subject comes first, followed by the verb and then the object. - İngilizce bir SVO dilidir, çünkü özne önce gelir, ardından fiil ve daha sonra nesne gelir.

Tom does not know the difference between a subject and an object. - Tom özne ve nesne arasındaki farkı bilmez.

nesne
stuff
nesne
particle

Uranus has eleven known rings, which contain dark, boulder-sized particles. - Uranus'un kara, kaya parçaları şeklinde nesneleri içeren, onbir bilinen halkası vardır.

nesne
body
nesne
thingamajig
nesne
direct object
nesne
thing

I'm not good at classifying things. - Ben nesneleri sınıflandırmada iyi değilim.

The first item on Tom's list of things to take with him on his trip is his mobile phone recharger. - Tom'un yolculuğu sırasında yanına alacağı şeylerin listesinde ilk nesne cep telefonu şarjıydı.

nesne
thing, anything " şey, obje; object" " obje; direct object
nesne
gram., phil. object
nesne
objective case
nesne
thing (any nonhuman thing which has weight and takes up space)
nesne
aught
nesne
objest
nesne
he
nesneleşmek
to turn into an object; to become objectively perceptible
Turkish - Turkish

Definition of nesneleşme in Turkish Turkish dictionary

NESNE
(Osmanlı Dönemi) şey, herhangi bir şey
Nesne
obje
nesne
Gerçek yaşamda yada sanal ortamda etkileşilebilen olguların her biri
nesne
Geçişli fiili bütünleyen yalın veya belirtme durumunda bulunan tümleç
nesne
Belli bir ağırlığı ve hacmi, rengi, maddesi olan her türlü cansız varlık, şey, obje
nesne
Tümcenin öğelerinden biri
nesne
Nen, şey
nesne
Öznenin dışında kalan her konu, obje
nesne
Belli bir ağırlığı ve hacmi, rengi, maddesi olan her türlü cansız varlık, şey, obje: "Ağzımıza koyduğumuz şey değil, tadını tuzunu bildiğimiz nesne değil."- S. M. Alus. Öznenin dışında kalan her konu, obje: "Her nesne ve olaya alaycı bir gözle bakmak ilkesinden yola çıkar bu görüş."- S. Birsel
nesneleşme
Favorites