He hardly studies chemistry.
- O, neredeyse hiç kimya çalışmaz.
I have hardly any money with me.
- Yanımda neredeyse hiç param yok.
I can scarcely believe it.
- Ben ona neredeyse hiç inanamıyorum.
There was scarcely any money left.
- Neredeyse hiç para kalmamıştı.
I have hardly any money with me.
- Yanımda neredeyse hiç param yok.
There's hardly any coffee left in the pot.
- Demlikte neredeyse hiç kahve yok.