neml

listen to the pronunciation of neml
Turkish - English
moist
Pertaining to one of the four essential qualities formerly believed to be present in all things, characterised by wetness

Pituita, or phlegm, is a cold and moist humour, begotten of the colder parts of the chylus .

Slightly wet; characterised by the presence of moisture, not dry; damp

The other car didn't explode, continues Shujaa. The explosives were a bit moist. They had been stored in a place that was too humid..

Sexually lubricated (of the vagina); sexually aroused, turned on (of a woman)

He slid a finger in me, checking to make sure I was moist and ready for him.

Of eyes: tearful, wet with tears

Eyes moist, he hugged one of his attorneys and later said: I feel like I've been reborn..

Watery, liquid, fluid

Some being of the opinion of Thales, that water was the originall of all things, thought it most equall to submit unto the principle of putrefaction, and conclude in a moist relentment.

Characterised by the presence of pus, mucus etc
Of weather, climate etc.: rainy, damp

With its mild, moist climate, Britain is uniquely placed to grow good grass.

{a} wet in a small degree, damp, soft, juicy
No soil water deficit occurs Current need for water does not exceed supply, temporary groundwater table may be present (Pojar et al 1987)
adj I slightly wet; damp II anything dealing with or pertaining to the band n III what we call those five musicians that bring us "moist music"
Moderately wet; damp; humid; not dry; as, a moist atmosphere or air
Acronym for Moored Oceanographic Instrument SysTem
Fresh, or new
To moisten
About to cry
Slightly wet
{s} damp, humid, wet
Something that is moist is slightly wet. Wipe off any excess make-up with a clean, moist cotton flannel dry. slightly wet, especially in a way that is pleasant or suitable (moiste, from mucidus , from mucus; MUCUS)
slightly wet; "clothes damp with perspiration"; "a moist breeze"; "eyes moist with tears"
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Karınca
NEML SURESİ
(Osmanlı Dönemi) Kur'an-ı Kerim'de 27. Sure olup Süleyman Suresi de denir. Mekkîdir
Neml 1
(Kuran) Ta, Sin, Bunlar Kuran'ın, Kitabı mübinin ayetleridir
Neml 13
(Kuran) Ayetlerimiz gözlerinin önüne serilince: "Bu apaçık bir sihirdir" dediler
Neml 14
(Kuran) Gönülleri kesin olarak kabul ettiği halde, haksızlık ve büyüklenmelerinden ötürü onları bile bile inkar ettiler. Bozguncuların sonunun nasıl olduğuna bir bak! *
Neml 15
(Kuran) And olsun ki, Davud'a ve Süleyman'a ilim verdik. İkisi "Bizi mümin kullarının çoğundan üstün kılan Allah'a hamdolsun" dediler
Neml 16
(Kuran) Süleyman Davud'a varis oldu: "Ey insanlar! Bize kuş dili öğretildi ve bize herşeyden bolca verildi. Doğrusu bu apaçık bir lutuftur" dedi
Neml 17
(Kuran) Süleyman'ın cinlerden, insanlardan ve kuşlardan müteşekkil olan ordusu toplandı. Hepsi toplu olarak gidiyorlardı
Neml 18
(Kuran) Sonunda, karıncaların bulunduğu vadiye geldiklerinde bir karınca: "Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin, Süleyman'ın ordusu farkına varmadan sizi ezmesin" dedi
Neml 19
(Kuran) Süleyman, onun sözüne hafifçe güldü ve: "Rabbim! Bana ve ana babama verdiğin nimete şükürde, hoşnut olacağın işi yapmakta beni muvaffak kıl. Rahmetinle, beni iyi kullarının arasına koy" dedi
Neml 27
(Kuran) Süleyman şöyle söyledi: "Doğru mu söylüyorsun, yoksa yalancılardan mısın, bakacağız
Neml 28
(Kuran) Şu yazımı götür, onlara at, sonra bir yana çekil, varacakları sonuca bak
Neml 32
(Kuran) Ey ileri gelenler! Vereceğim emir hakkında bana fikrinizi söyleyin; siz benim yanımda bulunmadıkça, bir iş hakkında kesin bir hüküm vermem dedi
Neml 33
(Kuran) Biz güçlü kimseler ve zorlu savaş adamlarıyız, emir senindir, sen emretmene bak
Neml 38
(Kuran) Süleyman: "Ey cemaat! Bana teslim olmalarından önce, hanginiz o kraliçenin tahtını yanıma getirebilir?" dedi
Neml 39
(Kuran) Cinlerden bir ifrit: "Sen yerinden kalmadan önce sana onu getiririm, buna karşı güvenilir bir güce sahibim" dedi
Neml 4
(Kuran) Ahirete inanmayanların yaptıkları işleri kendilerine güzel göstermişizdir; bu yüzden körü körüne bocalarlar
Neml 40
(Kuran) Kitabın bilgisine sahip olan biri: "Gözünü açıp kapamadan ben onu sana getiririm" dedi. Süleyman, tahtı yanına yerleşivermiş görünce: "Bu, şükür mü edeceğim yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınayan Rabbimin lütfundandır. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur; fakat nankörlük eden bilsin ki Rabbim müstağnidir, kerem sahibidir" dedi
Neml 41
(Kuran) Süleyman "Tahtını onun tanımıyacağı hale getirin, bakalım tanıyabilecek mi yoksa tanımayacak mı?" dedi
Neml 42
(Kuran) Melike geldiğinde "Senin tahtın böyle miydi?" denildi. O da "Sanki odur, daha önce bize bilgi verilmişti ve teslim olmuştuk" dedi
Neml 43
(Kuran) Melikeyi o zamana kadar alıkoyan, Allah'tan başka taptığı şeylerdi; çünkü kendisi inkarcı bir millettendi
Neml 44
(Kuran) Ona: "Köşke gir" dendi; salonu görünce, onu derin bir su zannetti, eteğini çekti. Süleyman: "Doğrusu bu camdan yapılmış mücella bir salondur" dedi. Melike: "Rabbim! Şüphesiz ben kendime yazık etmişim. Süleyman'la beraber, alemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oldum" dedi. *
Neml 45
(Kuran) And olsun ki, Semud milletine kardeşleri Salih'i "Allah'a kulluk ediniz" desin diye gönderdik. Hemen birbiriyle çekişen iki zümreye ayrıldılar
Neml 46
(Kuran) Salih: "Ey milletim! Niye iyilikten önce, acele kötülük istiyorsunuz? Merhamet olunasınız diye Allah'tan mağfiret dileseniz olmaz mı?" dedi
Neml 47
(Kuran) Sen ve beraberindekiler yüzünden uğursuzluğa uğradık" dediler. Salih: "Uğursuzluğunuz Allah katındandır; belki imtihana çekilen bir milletsiniz dedi
Neml 48
(Kuran) O şehirde, yeryüzünde bozgunculuk yapan, düzeltmeye uğraşmayan dokuz kişi vardı
Neml 49
(Kuran) Biz gece ona ve ailesine baskın verelim, sonra da onun dostuna, ailesinin yok edilişinde bulunmadık, şüphesiz biz doğru söylüyoruz, diyelim diye aralarında Allah'a yemin ettiler
Neml 5
(Kuran) Kötü azap işte bunlaradır. Ahirette en çok kayba uğrayacaklar da bunlardır
Neml 50
(Kuran) Onlar bir düzen kurdular. Biz farkettirmeden düzenlerini bozduk
Neml 51
(Kuran) Hilelerinin sonunun nasıl olduğuna bir bak! Biz onları ve milletlerini, hepsini, yerle bir ettik
Neml 52
(Kuran) İşte, haksızlıklarına karşılık çökmüş bulunan evleri! Bunda, bilen bir millet için şüphesiz, ders vardır
Neml 53
(Kuran) İnanıp Allah'a karşı gelmekten sakınanları kurtardık
Neml 54
(Kuran) Lut'u da gönderdik; milletine şöyle dedi: "Göz göre göre bir hayasızlık mı yapıyorsunuz?
Neml 55
(Kuran) Kadınları bırakıp, erkeklere mi yaklaşıyorsunuz; evet, siz cahil bir milletsiniz
Neml 56
(Kuran) Milletinin cevabı sadece: "Lut'un ailesini kasabanızdan çıkarın, güya onlar temiz kalmaya çalışan insanlarmış" demek oldu
Neml 57
(Kuran) Bunun üzerine onu ve ailesini kurtardık, yalnız karısının geride kalanlardan olmasını gerekli bulduk
Neml 58
(Kuran) Geride kalanların üzerlerine bir yağmur yağdırdık. Uyarılan fakat yola gelmeyenlerin yağmuru ne kötü idi! *
Neml 59
(Kuran) De ki: "Hamd Allah'a mahsustur, seçtiği kullarına selam olsun. Allah mı daha iyidir, yoksa O'na koştukları ortaklar mı?
Neml 6
(Kuran) Şüphesiz, Kuran'ı, Hakim ve Alim olan Allah katından almaktasın
Neml 60
(Kuran) Yoksa gökleri ve yeri yaratan, gökten size su indirip onunla, bir ağacını bile bitirmeye gücünüzün yetmediği, güzel güzel bahçeler meydana getiren mi? Allah'ın yanında başka bir tanrı mı? Hayır; onlar taptıklarını Allah'a eşit tutan bir millettir
Neml 61
(Kuran) Yoksa yeri, yaratıklarının oturmasına elverişli kılan ve aralarında ırmaklar meydana getiren, yeryüzüne sabit dağlar yerleştiren, iki deniz arasına engel koyan mı? Allah'ın yanında başka bir tanrı mı? Hayır; çoğu bilmezler
Neml 62
(Kuran) Yoksa, darda kalana, kendisine yakardığı zaman karşılık veren, başındaki sıkıntıyı gideren ve sizi yeryüzünün sahipleri yapan mı? Allah'ın yanında başka bir tanrı mı? Pek kıt düşünüyorsunuz
Neml 63
(Kuran) Yoksa, karanın ve denizin karanlıklarında size yol bulduran, rüzgarları rahmetinin önünde müjdeci gönderen mi? Allah'ın yanında başka bir tanrı mı? Allah, koştukları eşlerden yücedir
Neml 64
(Kuran) Yoksa, önce yaratan, sonra da yaratmayı tekrar edecek olan; size gökten ve yerden rızık veren mi? Allah'ın yanında başka bir tanrı mı? De ki: "Eğer doğru sözlülerden iseniz, açık delilinizi getirin
Neml 65
(Kuran) De ki: "Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka bilen yoktur." Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler
Neml 66
(Kuran) Ahirete dair bilgileri yeterli midir? hayır; ondan şüphe etmemektedirler. Hayır; ona karşı kördürler. *
Neml 69
(Kuran) De ki: "Yeryüzünde gezin, suçluların sonunun nasıl olduğuna bir bakın
Neml 7
(Kuran) Musa, ailesine: "Ben bir ateş gördüm; size oradan ya bir haber getireceğim, yahut ısınasınız diye tutuşmuş bir odun getireceğim" demişti
Neml 70
(Kuran) Onlara üzülme. Hilelerine karşı da sıkılma
Neml 71
(Kuran) Onlar: "Eğer doğru söylüyorsanız, bildirin, bu sözünüz ne zaman yerine gelecektir?" derler
Neml 72
(Kuran) De ki: "Acele ettiğiniz şeyin bir kısmı belki hemen başınıza gelir
Neml 73
(Kuran) Doğrusu Rabbin, insanlara karşı lutuf sahibidir. Fakat onların çoğu şükretmezler
Neml 74
(Kuran) Şüphesiz Rabbin onların gönüllerinin gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilir
Neml 75
(Kuran) Gökte ve yerde, görülmeyen her şey şüphesiz Kitabı mübindedir
Neml 76
(Kuran) Doğrusu bu Kuran, İsrailoğullarına, ayrılığa düştükleri şeyin çoğunu anlatmaktadır
Neml 77
(Kuran) Doğrusu Kuran, inananlara doğruluk rehberi ve rahmettir
Neml 78
(Kuran) Rabbin şüphesiz, aralarında, kendi hükmünü verecektir. O güçlüdür, bilendir
Neml 79
(Kuran) Allah'a güven, şüphesiz sen apaçık gerçek üzerindesin
Neml 8
(Kuran) Oraya geldiğinde, kendisine şöyle nida olunmuştu: "Ateşin yanında olan ve çevresinde bulunanlar mübarek kılınmıştır. Alemlerin Rabbi olan Allah münezzehtir
Neml 80
(Kuran) Sen, ölülere şüphesiz ki işittiremezsin; dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın
Neml 81
(Kuran) Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola döndüremezsin; ancak ayetlerimize inananlara sen duyurabilirsin; işte onlar müslümanlardır
Neml 82
(Kuran) Kendilerine söylenmiş olan başlarına geldiği zaman, yerden bir çeşit hayvan çıkarırız ki o, onlara, insanların ayetlerimize kesin olarak inanmadıkların söyler. *
Neml 83
(Kuran) O gün her ümmetin ayetlerimizi yalanlayanlarını toplarız. Onlar bir arada tutulup, hesap yerine sevkedilirler
Neml 84
(Kuran) Geldikleri zaman Allah: "Ayetlerimi anlamadığınız halde yalanladınız mı? Yoksa yaptığınız neydi?" der
Neml 85
(Kuran) Haksızlıklarından ötürü, söylenilen söz başlarına gelir. Artık konuşamaz olurlar
Neml 86
(Kuran) Size geceyi dinlenesiniz diye karanlık ve gündüzü çalışasınız diye aydınlık olarak yarattığımızı görmediler mi? Doğrusu bunda, inanan millet için dersler vardır
Neml 87
(Kuran) Sura üfürüldüğü gün, Allah'ın diledikleri bir yana, göklerde olanlar da yerde olanlar da, korku içinde kalırlar. Hepsi Allah'a boyunları bükülmüş olarak gelirler
Neml 88
(Kuran) Dağları yerinde donmuş gibi durur görürsün, oysa onlar bulutlar gibi geçerler. Bu her şeyi sağlam tutan Allah'ın işidir. Doğrusu O, yaptıklarınızdan haberdardır
Neml 89
(Kuran) Kim bir iyilik getirirse, ona daha iyisi verilir. Onlar o günün korkusundan güvendedirler
Neml 9
(Kuran) Ey Musa! Gerçek şu ki, Ben, güçlü ve Hakim olan Allah'ım
Neml 90
(Kuran) Kötülük getiren kimseler, yüzükoyun ateşe atılırlar. "Ya siz yaptıklarınızdan başka bir şeyle mi cezalandırılacaksınız?" denir
Neml 93
(Kuran) De ki: "Hamd Allah'a mahsustur. O, ayetlerini size gösterecek, siz de onları bileceksiniz." Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir.*