nefesli

listen to the pronunciation of nefesli
Turkish - English
mus. wind (instrument)
(someone) who can hold his breath for a long time, long-winded
wind

The human voice is the most beautiful of all wind instruments. - Nefesli enstrümanlar içinde en mükemmeli insan sesidir.

nefes
breath

It's not possible to breathe here. - Burada nefes almak mümkün değil.

After running up the hill, I was completely out of breath. - Tepeye kadar koştuktan sonra, ben tamamen nefes nefese kaldım.

nefesli bir çalgı
althorn
nefesli saz
(Muzik) woodwind instrument
nefesli çalgı
wind instrument
nefesli çalgı mus
wind instrument
nefesli çalgılar
the wind
nefesli çalgıların hep birlikte çaldığı parça
fanfare
nefes
puff, draw, drag (on a pipe, cigarette)
nefes
breathing

I've been having trouble breathing. - Nefes almada zorluk çekiyorum.

He had trouble breathing. - Nefes alma zorluğu vardı.

nefes
sniff
nefes
draw

He has drawn his last breath. - O son nefesini çekti.

What a splendid day! said Anne, drawing a long breath. - Anne uzun bir nefes çekerek Ne muhteşem bir gün! dedi.

nefes
soul
nefes
drag

The dragon's fire breath burned Mario completely. - Ejderhanın yangın nefesi Mario'yu tamamen yaktı.

nefes
mind
nefes
pneuma
nefes
puff
nefes
wind

The human voice is the most beautiful of all wind instruments. - Nefesli enstrümanlar içinde en mükemmeli insan sesidir.

You look a little winded. - Biraz nefesi kesilmiş görünüyorsun.

Nefes
breathability
Nefes
inhales
nefes
breaths
Nefes
(Tıp) pneumat
Nefes
(Tıp) spiro
bakır nefesli çalgı
euphonium
nefes
breath; puff, draw, drag
nefes
breath which has healing power (and which is blown upon the sick)
nefes
instant, moment
nefes
poem (sung by dervishes)
nefes
whiff
nefes
exhalation
nefes
slang hashish, hash
nefes
atman
nefes
toke
tahta nefesli çalgı
the wood
tahta nefesli çalgı
woodwind

The woodwind section in this orchestra isn't very good. - Bu orkestrada tahta nefesli çalgı bölümü çok iyi değil.

The woodwinds are playing in unison. - Tahta nefesli çalgılar uyum içinde çalıyorlar.

Turkish - Turkish
Soluk alıp vermeden uzunca bir zaman durabilen, nefesi güçlü olan
nefesli çalgı
bakınız: üflemeli çalgı
NEFES
(Osmanlı Dönemi) Soluk, üfürülen hava. Soluma, soluk verip alma
NEFES
(Osmanlı Dönemi) Hased etmek. *Edb: Bektaşi tekkelerinde okunan manzum söz
NEFES
(Osmanlı Dönemi) Bolluk
NEFES
(Osmanlı Dönemi) Uzun söz
Nefes
(Osmanlı Dönemi) TAMUR
nefes
Alevi-Bektaşi edebiyatında bir şiir türü
nefes
Canlılık, hayat belirtisi
nefes
Bektaşi ve Alevilerin görüş ve düşüncelerini belirtmek için yazılmış şiir
nefes
Dini temellere bağlı aşık edebiyatı nazım şekillerinden
nefes
Soluk
nefes
Canlılık, hayat belirtisi: "Bir insan daha var çok şükür evde / Nefes var / Ayak sesi var / Çok şükür, çok şükür."- O. V. Kanık
nefes
Tekke edebiyatı şiir türlerinden biri
nefes
Bektaşi ve Alevi şairlerinin tarikat konularını dile getirmek için yazdıkları şiir türü
nefes
Bir soluk alacak kadar zaman, lâhza
nefes
Alevi-Bektaşi şairlerinin tarikat konularını dile getirdikleri şiir türü
nefes
Şifa amacıyla hastaya dua okuma
nefes
Sigara, pipo içilirken içe çekilen duman
nefes
Sigara, pipo içilirken içe çekilen duman: "Sigarasını efkârlı olduğu zamanlar yaptığı gibi sık nefeslerle çabuk çabuk içiyordu."- H. Taner
nefesli
Favorites