O, şöhrete susamıştır.
- He is thirsty for fame.
Susamış olduğum için su içiyorum.
- I'm drinking water because I'm thirsty.
Tom susuz olduğunu söyledi.
- Tom said that he was thirsty.
Emily'nin bir şeyler içmeye ihtiyacı var, çünkü o susuz.
- Emily needs to drink something, because she's thirsty.