nedenle

listen to the pronunciation of nedenle
Turkish - English
Therefore
for reason
reason to
bu nedenle
therefore

Every rare thing is expensive, besides a cheap horse is rare, therefore a cheap horse is expensive. - Her nadir şey pahalıdır, ayrıca ucuz bir at enderdir, bu nedenle ucuz at pahalıdır.

Sometimes Paris exhausts me, but often Brussels bores me. Therefore, I live between the two. - Bazen Paris beni tüketir fakat sık sık Brüksel beni sıkıyor. Bu nedenle, ben ikisi arasında yaşıyorum.

neden
cause

A lot of human deaths are caused by smoking cigarettes. - İnsan ölümlerinin çoğuna, sigara dumanı neden olmuştur.

The accident has caused many deaths. - Kaza çok fazla ölüme neden oldu.

bu nedenle
for this reason

For this reason, I cannot go with you. - Bu nedenle, seninle gidemem.

For this reason, no one can blame Tom. - Bu nedenle, Tom'u hiç kimse suçlayamaz.

neden
reason

I am not going, because, among other reasons, I don't have money. - Gitmiyorum.çünkü,diğer nedenler arasında,param yok.

Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering. - Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim.

neden
why

Why did you come to Japan? - Neden Japonya'ya geldin?

There is no reason why he should resign. - Onun istifa etmesi için bir neden yok.

nedenle used as follows: bu nedenle
for this reason, because of this
bu nedenle
thus

Thus fought the Okinawan people. - Bu nedenle Okinava insanları savaştı.

Many women pursue higher education and careers, thus delaying marriage and childbirth. - Birçok kadın yüksek öğretime ve kariyere devam ediyor, bu nedenle evlilik ve doğum gecikiyor.

bu nedenle
thereof
bu nedenle
accordingly
bu nedenle
consequently

Cassava is a drought-tolerant crop and consequently a major staple food for millions of people. - Manyok kuraklığa dayanıklı bir ekindir ve bu nedenle milyonlarca insan için önemli bir temel gıdadır.

neden
{i} ground

Adultery was a ground for divorce. - Zina bir boşanma nedeniydi.

Mars is red because of rusty iron in the ground. - Mars, zemindeki paslı demir nedeniyle kırmızıdır.

bu nedenle
therefore, so, consequently, hence
bu nedenle
that's why

That's why I didn't tell you. - Bu nedenle sana söylemedim.

He is honest. That's why I like him. - O dürüst. Bu nedenle onu beğenirim.

neden
what for?
neden
motive

I don't know the motives for Marlon's behaviour. - Marlon'un davranışının nedenlerini bilmiyorum.

Jealousy was the motive for the murder. - Cinayetin nedeni kıskançlıktı.

bu nedenle
herewith
neden
wherefrom
neden
causatively
neden
{i} rise

This political problem gave rise to hot discussions. - Bu politik problem sıcak tartışmalara neden oldu.

Why did you turn down his request for a pay rise? - Onun ücret artışı ile ilgili ricasını neden geri çevirdin?

bu nedenle
in consequence
bu nedenle
hereat
bu nedenle
thusly
bu nedenle
hence
bu nedenle
and so

I want a wife and children, and so I need a house. - Bir eş ve çocuk istiyorum ve bu nedenle bana bir ev lazım.

bu nedenle
(Konuşma Dili) on that account
bu nedenle
wherefore
bu nedenle
so
bu nedenle
and therefore

He was born in England, and therefore speaks English. - İngiltere'de doğmuş ve bu nedenle İngilizce konuşuyor.

We want to re-tile our terrace and therefore removed the tiles with a power hammer yesterday. - Terasımızı yeniden döşemek istiyoruz ve bu nedenle dün bir çekiçle fayansları çıkardık.

bu nedenle
and consequently

Cassava is a drought-tolerant crop and consequently a major staple food for millions of people. - Manyok kuraklığa dayanıklı bir ekindir ve bu nedenle milyonlarca insan için önemli bir temel gıdadır.

bu nedenle
that being the case

That being the case, he had little to say. - Bu nedenle, onun söyleyecek çok az şeyi vardı.

bu nedenle
as a consequence
bu nedenle
this is why
neden
grounds
neden
matter for
neden
argument

Why do you always have to get so personal when we have an argument? - Bir anlaşmazlığımız olduğunda, neden her zaman bu kadar şahsi algılıyorsun?

neden
y (why)
neden
why on earth

Why on earth did you sell your newly-built house? - Allah aşkına neden yeni yapılmış evini sattın?

neden
score
neden
factor

I'm just a simple factory worker. Why do you bother me? - Ben sadece basit bir fabrika işçisiyim. Neden beni rahatsız ediyorsunuz?

neden
incentive
neden
matter of
neden
(Kanun) instance
neden
whyever
neden
motivation
o nedenle
therefore
o nedenle
consequently
neden
point

What's the point of us being here? - Burada olmamızın nedeni ne?

Love your enemies, for they point out your mistakes. - Senin hatalarını belirttikleri nedeniyle düşmanlarını sev.

neden
matter

Why does it matter so much to you? - Neden senin için bu kadar önemli?

Why do school grades matter? - Neden okul notları önemli?

neden
spring

Do you know why spring rolls are called spring rolls? - İngilizcede sigara böreğine neden bahar sarması dendiğini biliyor musun?

neden
whys
neden
the reason
neden
to cause
neden
the cause
neden
the cause of
neden
{i} case

That being the case, he had little to say. - Bu nedenle, onun söyleyecek çok az şeyi vardı.

daha güçlü bir nedenle
a fortiori
dinsel nedenle evlenmemek
celibacy
hiç bir nedenle
on no consider
neden
cause, reason; why, what for
neden
cause; reason
neden
forwhy
neden
room

Why haven't you cleaned your room? - Neden odanı temizlemedin?

Why are you in my room? - Neden benim odamdasın?

neden
(Hukuk) reason, ground
neden
Why?/What for?/For what reason?/For what reason ...?/Why ...?
neden
inducement
neden
whence
neden
occasion
neden
wherefore
neden
seeds
neden
wherefores
neden
what for
neden
causation

Correlation doesn't imply causation. - Korelasyon nedensellik anlamına gelmez.

Correlation doesn't equal causation. - Korelasyon nedenselliğe eşit değildir.

o nedenle
thereat
yalnız bu nedenle
ipso facto
özel bir nedenle değil
for no particular reason
Turkish - Turkish

Definition of nedenle in Turkish Turkish dictionary

neden
Bir varlığı veya olayı etkileyen, oluşturan, doğuran şey, sebep, illet
neden
Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılır; niçin
neden
Bir olayı veya durumu gerektiren veya doğuran başka olay veya durum, sebep
neden
Bir olayı veya durumu gerektiren veya doğuran başka olay veya durum, sebep: "İzmir'in işgali faciası, özel nedenlerden, onu ayrıca ilgilendiriyor."- A. İlhan
neden
Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılır; niçin: "Biz şarklılar neden ille her şeyi büyütüp efsaneleştiririz?"- H. Taner
nedenle
Favorites