Odasını her zaman temiz ve düzenli tutar.
- She always keeps her room neat and tidy.
Tom her zaman odasını düzenli tutar.
- Tom always keeps his room neat.
Eğer bir hata yaparsanız, sadece düzgün bir şekilde çiziniz.
- If you make a mistake, just cross it out neatly.
Elinden geldiğince odanı temiz tut.
- Keep your room as neat as you can.
Odasını her zaman temiz ve düzenli tutar.
- She always keeps her room neat and tidy.
Having the two protagonists meet in the last act was a particularly neat touch.
The front room was neat and carefully arranged for the guests.
I like my whisky neat.
Hey, neat convertible, man.