Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı?
- Excuse me, is there a toilet nearby?
Yakında bir yangın patlak verdi.
- A fire broke out nearby.
Onu yakındaki bir eve taşıdılar.
- They carried him to a nearby house.
Ambülansla hemen yakındaki hastaneye kaldırıldı.
- He was rushed by ambulance to the nearby hospital.
Tom'un varisli damarları var.
- Tom has varicose veins.
He stopped at a nearby store for some groceries.