Eldeki işe bağlı kal.
- Stick to the task at hand.
Elde herhangi bir iyi referans kitabım yok.
- I don't have any good reference book at hand.
Kararlaştırılmış gün çok yakın.
- The appointed day is close at hand.
Babam dün bir kalp krizi geçirdi fakat yakınlarda bir kliniğe sahip olduğu için şanslıydı.
- My father had a heart attack yesterday, but he was lucky to have a clinic close at hand.
Lütfen bu kitabı el altında tutun.
- Please keep this book at hand.
Daima sözlüğünü el altında bulundur.
- Always have your dictionary close at hand.
He felt it, as did the other dogs, and knew that a change was at hand.