Tom wants to cheer Mary up.
- Tom Mary'yi neşelendirmek istiyor.
I'm trying to cheer you up.
- Seni neşelendirmek için uğraşıyorum.
The boy told a lie, probably to cheer up his parents.
- Çocuk muhtemelen ebeveynlerini neşelendirmek için yalan söyledi.
The boy told a lie, probably to cheer up his parents.
- Çocuk muhtemelen ebeveynlerini neşelendirmek için yalan söyledi.