natürlich!

listen to the pronunciation of natürlich!
German - Turkish
elbette!
tabii

Tabii ki de savaşa karşıyım. - Ich bin natürlich gegen den Krieg.

Tabii ki seni seviyorum. - Natürlich liebe ich dich.

tabii ki

Tabii ki seni seviyorum. - Natürlich liebe ich dich.

Tabii ki de savaşa karşıyım. - Ich bin natürlich gegen den Krieg.

doğal olarak
şüphesizlik
tabiatıyla
elbette ki
doğal, tabii, natürel; elbette, tabii, bittabi
natürel
English - Turkish

Definition of natürlich! in English Turkish dictionary

of course
elbette

Ben, elbette, savaşa karşıyım. - I am against the war, of course.

Elbette o İngilizce konuşabilir. - Of course she can speak English.

naturally
elbette

O, elbette İngilizce konuşabilir. - She can naturally speak English.

naturally
doğal olarak

Bütün insanlar doğal olarak birbirlerinden nefret ederler. - All men naturally hate each other.

Doğal olarak sinirlendi. - Naturally he got angry.

naturally
doğallıkla
naturally
doğal şekilde

Nefes alışı kadar doğal şekilde yalan söyler. - He lies as naturally as he breathes.

naturally
kuşkusuz
of course
(Konuşma Dili) tabii ki

Ne istersen yapabilirsin tabii ki de. - You can do whatever you want to, of course.

Tabii ki, ben Japonya'da iken Çin hakkında ders kitaplarından öğrendim, ama benim kendi adıma Çin'de gördüğüm bu ders kitaplarında anlatıldığından tamamen farklıdır. - Of course, I learnt about China from textbooks when I was in Japan, but what I see for myself in China is completely different from what is described in those textbooks.

of course
tabii ki elbette
of course
kuşkusuz
of course
tabi

Tabii ki, ben Japonya'da iken Çin hakkında ders kitaplarından öğrendim, ama benim kendi adıma Çin'de gördüğüm bu ders kitaplarında anlatıldığından tamamen farklıdır. - Of course, I learnt about China from textbooks when I was in Japan, but what I see for myself in China is completely different from what is described in those textbooks.

Tabii ki caz müziğine aşina idi. - Of course he was familiar with jazz.

naturally
Tabiatıyle
naturally
doğuştan

O doğuştan iyi bir hafızasıya sahip. - He has a naturally good memory.

naturally
doğal bir biçimde
of course
pek tabii
of course
şüphesiz

Tom, şüphesiz, çok yorgundu. - Tom was, of course, very tired.

Şüphesiz gidersen sorun değil. - Of course it's not a problem if you go.

German - English
Sure I will!
unspoiled
unstudied
natch (short for naturally)
natural in character
unadorned
naturally
unspoilt
of course
artlessly
native
artless
unstudiedly
natural
pristine
natural to

There are many, many nuances in any language which are perfectly natural to the native speaker but which confuse the non-native speaker. - In jeder Sprache gibt es viele, sehr viele Nuancen, die dem Muttersprachler völlig natürlich sind, den Nichtmuttersprachler hingegen ziemlich verwirren.

Yes, squire
natch