Hello, John! How are you?
- Merhaba, John! Nasılsınız?
Good morning, how are you doing?
- Günaydın, nasılsınız?
How do you do, Mrs. Jones?
- Nasılsınız, Bayan Jones?
How can you contribute to our organisation?
- Örgütümüze nasıl katkıda bulunabilirsiniz?
How did your interview go?
- Röportajın nasıl gitti?
What did the experimental set-up look like? What was connected to what and how?
- Deneysel kurulum neye benziyordu? Ne neye ve nasıl bağlıydı?
I like to take things apart to see what makes them tick.
- Nasıl çalıştığını anlamak için ayrı şeyler almayı isterim.
However that may be, I am wrong.
- Nasıl olursa olsun, ben hatalıyım.
What I most noticed about my Japanese high school, however, was the great respect shown by students toward their teachers.
- Her nasılsa, Japon lisem hakkında en fazla fark ettiğim şey öğrenciler tarafından öğretmenlerine gösterilen büyük saygıydı.
Few students know how to read Latin.
- Latince'nin nasıl okunacağını çok az öğrenci bilir.
He knows how to make a radio.
- Nasıl bir radyo yapılacağını bilir.
Pardon me, how do I get to Downing Street from here?
- Afedersiniz ,Downing sokağına burdan nasıl ulaşırım?