namhaft

listen to the pronunciation of namhaft
English - Turkish

Definition of namhaft in English Turkish dictionary

designated
belirlenmiş

Tom belirlenmiş sürücü olmaya gönüllü oldu. - Tom volunteered to be the designated driver.

İçmeyi bırak. Belirlenmiş sürücü sensin. - Stop drinking. You're the designated driver.

distinguished
seçkin

Bir gazeteci olarak onun kariyeri seçkin başarılarla doluydu. - His career as a journalist was full of distinguished achievements.

Tom çok seçkin görünümlü. - Tom is very distinguished looking.

distinguished
{s} görülebilir
distinguished
{s} sivrilmiş
distinguished
ayırt edilen
designated
gösterilen
designated
(Havacılık) ayarlanmış
distinguished
seçilmek
designated
tayin edilmiş
designated
atanmış

Tom bu sefer atanmış sürücü olacak. - Tom will be the designated driver this time.

distinguished
ünlü
designated
göster
designated
göster(mek)
distinguished
{f} ayırt et
distinguished
{s} güzide
distinguished
{f} ayırt et: adj.mükemmel
distinguished
{f} ayırt et: adj.seçki
distinguished
(sıfat) seçkin, güzide; farkedilebilir, görülebilir; ünlü, tanınmış; sivrilmiş