naçizane

listen to the pronunciation of naçizane
Turkish - English
Turkish - Turkish
Çok küçük, önemsiz bir şey olarak; haddi olmayarak: "Bunun için sizlere, naçizane, bir tavsiyem olacak."- T. Buğra
Çok küçük, önemsiz bir şey olarak; haddi olmayarak
Haddi olmayarak: "Bunun için sizlere, naçizane, bir tavsiyem olacak."- T. Buğra. Çok küçük, önemsiz bir şey olarak
NAÇİZANE
(Osmanlı Dönemi) f. Çok ehemmiyetsiz olarak. Pek ufak olarak