Definition of n a warehouse of facts, with poet and liar in joint in English Turkish dictionary
- imagination
- yaratma gücü
- imagination
- tasarım
Bence tasarımcılarımızın hayal gücü yetersiz.
-I think our designers lack imagination.
- imagination
- (Tıp) imajinasyon
- imagination
- (Pisikoloji, Ruhbilim) imgeleme
- imagination
- tahayyül
- imagination
- kuruntu
O sadece sizin kuruntunuz.
-It is just your imagination.
O sadece sizin kuruntunuz.
-It's just your imagination.
- imagination
- hayal önümü
- imagination
- uydurma
Gerçekten bir Alice vardı, fakat Harikalar Diyarı hayal gücünün bir uydurmasıdır.
-There really was an Alice, but Wonderland is a figment of the imagination.
- imagination
- düş
Üretken düşünce ve yaratıcılık; hayal gücü olmadan düşünülemez.
-Productive thinking and creativity are unthinkable without imagination.
- imagination
- {i} hayal gücü
Bir roman yazarken, hayal gücümüzü çalıştırırız.
-When we write a novel, we exercise our imagination.
Gerçekten bir Alice vardı, fakat Harikalar Diyarı hayal gücünün bir uydurmasıdır.
-There really was an Alice, but Wonderland is a figment of the imagination.
- imagination
- {i} hayal
Müzik bizim hayal gücümüzü besler.
-Music feeds our imagination.
Bir roman yazarken, hayal gücümüzü çalıştırırız.
-When we write a novel, we exercise our imagination.
- imagination
- muhayyile
- imagination
- (Tıp) İcat kudreti
- imagination
- hayal gucu
- imagination
- {i} imgelem
- imagination
- (Tıp) Muhayyele, imgelem
- imagination
- hayal güç
Yaratıcı insanların canlı hayal güçleri vardır.
-Creative people have vivid imaginations.
- imagination
- (isim) hayal gücü, imgelem, hayal, hayal etme, kuruntu, tasavvur
- imagination
- {i} hayal etme
Related Terms
Definition of n a warehouse of facts, with poet and liar in joint in English English dictionary
- imagination