Turkish - English
Definition of nüfuzlu in Turkish English dictionary
- important
- potent
- influential
Tom isn't that influential.
-Tom o kadar nüfuzlu değil.
Tom has friends in influential places.
-Tom'un nüfuzlu yerlerde arkadaşları vardır.
- influential (person)
- powerful
- ascendent
- of weight
- heavyweight
- ascendant
- dominant
- weighty
- prestigious
- commanding
- prepotent
- nüfuz
- influence
He has great influence in his country.
-Onun ülkesinde büyük nüfuzu var.
- nüfuz
- penetration
- nüfuzlu adam
- strong man
- nüfuzlu kimse
- influential person
- nüfuzlu kimse
- heavyweight
- nüfuzlu kimse
- a big wheel
- nüfuzlu kimse
- potentate
- nüfuzlu kimseler
- men of weight
- nüfuzlu olma
- pull
- nüfuzlu olmak
- dominate
- nüfuz
- {i} moment
- nüfuz
- {i} purchase
- nüfuz
- credit
- nüfuz
- (Bilgisayar,Teknik) throughput
- nüfuz
- sway
- nüfuz
- infiltration
- nüfuz
- access
- nüfuz
- power
- nüfuz
- ascendance
- nüfuz
- pull
- nüfuz
- ascendancy
- nüfuz
- prestige
- nüfuz
- force
- nüfuz
- dominance
- nüfuz
- penetration; permeation
- nüfuz
- clout
- nüfuz
- influence, power, clout, ascendancy; penetration, permeation
- nüfuz
- interest
- nüfuz
- diffusion
- nüfuz
- wire
- nüfuz
- authority
- nüfuz
- influence, power, weight
- nüfuz
- hold
- nüfuz
- domination
- nüfuz
- ascendantent
- nüfuz
- {i} potency
- nüfuz
- action
- nüfuz
- standin
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of nüfuzlu in Turkish Turkish dictionary
- Sözü geçer, istediğini yaptıran, erkli
- Yüksek (makam), üst (kademe): "Arkadaşlarının nüfuzlu yerlerde bulunmasına karşın o hep kenarda kalmayı yeğledi."- H. Taner
- Sözü geçer, istediğini yaptıran, erkli: "Mülkiyeden çıktıktan sonra Avrupa'ya kaçmış, fakat nüfuzlulardan birinin aracılığıyla İstanbul'a dönmüştü."- R. H. Karay
- Yüksek makam, üst kademe
- NÜFUZ
- (Osmanlı Dönemi) Sözü geçer olmak, sözü dinlenmek
- NÜFUZ
- (Osmanlı Dönemi) Vücudundan işleyip geçmek. İçine alan
- NÜFUZ
- (Hukuk) Etki, tesir; sözü geçme
- nüfuz
- İçine geçme
- nüfuz
- Söz geçirme, güçlü olma, erk
- nüfuz
- Söz geçirme, güçlü olma, erk: "Birbirlerinin servetlerini, nüfuzlarını, rütbelerini, kabiliyetlerini bilirlerdi."- A. Ş. Hisar
- nüfuz
- Geçme
- nüfûz
- (Osmanlı Dönemi) sözü geçer olmak, sözü dinlenmek; bir yere işleyip geçmek; içine alan