Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Turkish - English
Definition of musluğunu in Turkish English dictionary
- tap off
- musluk
- tap
Is the tap water in Australia drinkable?
-Avustralya'da musluk suyu içilebilir mi?
You'd better not drink the tap water.
-Musluk suyu içmesen iyi olur.
- musluk
- faucet
Leaky faucets waste a lot of water.
-Sızdıran musluklar çok su israf eder.
You need to do something about the leaky faucet.
-Sızdıran musluk hakkında bir şey yapmalısın.
- musluk
- (Konuşma Dili) washbasin, lavatory
- musluk
- (Askeri) plug
- musluk
- hydrant
Dogs like to piss on fire hydrants.
-Köpekler yangın musluklarına işemeyi severler.
- musluk
- valve
- musluk
- turncock
- musluk
- spout
- musluk
- stopcock
- musluk
- the tap
- deniz musluğunu açıp batırmak
- scuttle
- musluk
- slang penis, tool, *pecker
- musluk
- cock
- musluk
- faucet, tap, spigot
- musluk
- tap, cock, faucet
- musluk
- {i} spigot
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of musluğunu in Turkish Turkish dictionary
- Musluk
- filke
- Musluk
- burma
- Musluk
- hanifye
- Musluk
- şüpe
- musluk
- El yıkamaya yarayan yer, lavabo: "Beni musluğa götüren namuslu polisler kurtulduğumu görünce sevindiler."- A. Gündüz
- musluk
- El yıkamaya yarayan yer, lavabo
- musluk
- Takılmış bulunduğu boru veya kabın içindeki akışkanı, istenildiğinde akıtabilecek bir düzende yapılmış açılır kapanır alet
- musluk
- Sobanın üstüne konulan su kazanı
Related Terms
musluğunu
Hyphenation
mus·lu·ğu·nuResimler
History
Favorites