Turkish - English
Definition of muntazam in Turkish English dictionary
- regular
- neat
- regular, uniform, even; steady
- in good order
- (Askeriye) regular
- neatly, in an orderly way
- regularly; steadily
- orderly; methodical; disciplined
- formal
- regular; tidy, orderly
- (Kanun) clean
- level
- symmetric
- constant
- stated
- steady
- shipshape
- harmonious
- straight
Turkish - Turkish
Definition of muntazam in Turkish Turkish dictionary
- Düzenli, derli toplu: "Hizmetçi muntazam bir içki sofrası hazırlamak için paketleri toplayıp giderken..."- P. Safa
- zarf - Düzenli, sürekli ve düzgün bir biçimde: "Bizi beslemek için muntazam yumurtlarlar."- o. Seyfettin
- Düzgün
- (Osmanlı Dönemi) Düzenli. Tertibli. İntizamlı. Düzgün sıralanmış. Her şeyin yerli yerinde olması. Derli toplu olma
- Düzenli, derli toplu
- Düzenli, sürekli ve düzgün bir biçimde: "Bizi beslemek için muntazam yumurtlarlar."- Ö. Seyfettin
- Düzenli, derli toplu: "Hizmetçi muntazam bir içki sofrası hazırlamak için paketleri toplayıp giderken..."- P. Safa
- Düzenli, sürekli ve düzgün bir biçimde
- (Osmanlı Dönemi) düzene girmiş, intizamlı
muntazam
Hyphenation
mun·ta·zamPronunciation
Resimler
History
Favorites