mumlu

listen to the pronunciation of mumlu
Turkish - English
waxy
waxy, waxed
waxed; containing wax; prepared with wax
waxen
mum
candle

The candle went out by itself. - Mum kendiliğinden söndü.

The candle went out instead of having been put out. - Mum söndürülmek yerine söndü.

mum
wax

My maid waxes my house once a week. - Benim hizmetçi haftada bir kez evimi mumlar.

How often do you wax your skis? - Kayaklarını ne kadar sıklıkta mumlarsın?

mumlu kağıt
Stencil
mumlu bez
waxcloth
mumlu bez
oilcloth
mumlu bez
cerecloth
mumlu boya
encaustic, paint used in wax painting
mumlu kil
plasticine
mumlu kâğıt stenciling paper, stencil
(used in a duplicating machine)
mum
bougie
mum
paraffin
mum
vax
mum
watt
mum
glim
Mum
dewaxing
Mum
(Diş Hekimliği) cera
baskı mumlu bezi
tympan
mum
candle; candlepower; watt; wax
mum
epoxy
mum
candlepower
mum
candlepower; (Konuşma Dili) watt
mum
solid paraffin
English - English

Definition of mumlu in English English dictionary

mum
to act in a pantomime or dumb show
mum
A chrysanthemum
mum
silent
mum
{i} Mom, Mother (British); silence, quietness; chrysanthemum (Informal)
mum
Your mum is your mother. He misses his mum Mum and Dad are coming for lunch Don't worry, Mum
mum
{n} ale brewed from wheat
mum
{e} hush
Mum
Ones mother
mum
secrecy; "mum's the word"
mum
secrecy; "mum's the word" failing to speak or communicate etc when expected to; "the witness remained silent
mum
secret
mum
A sort of strong beer, originally made in Brunswick, Germany
mum
{s} quiet, silent
mum
Mother

My mother was so tired that she went to bed early. - My mum was so tired that she went to bed early.

mum
Be silent! Hush! Silence
mum
If you keep mum or stay mum about something, you do not tell anyone about it. He is keeping mum about his feelings on the matter. = keep quiet. keep mum to not tell anyone about a secret
mum
stop speaking!
mum
Silent; not speaking
mum
failing to speak or communicate etc when expected to; "the witness remained silent"
mum
failing to speak or communicate etc when expected to; "the witness remained silent
mum
informal terms for a mother
mum
of China
Turkish - Turkish
Mumu olan, mum konulmuş olan
Muma batırılmış, mumla hazırlanmış olan: "Mehmet geldiği zaman mektubu bitirmiş, mumlu çaputa sarmıştı"- M. N. Sepetçioğlu
Muma batırılmış, mumla hazırlanmış olan
mumlu kağıt
Mürekkep geçirmeyen ve delinebilir bir dolgu maddesi emdirilmiş, mürekkebi geçiren, fakat kolay delinmeyen bir cins pelürden veya lifli bir dokudan oluşturulmuş, teksir makinesinde basılacak yazıların yazıldığı kâğıt
mum
Bir fitilin üzerine erimiş bal mumu, iç yağı, stearik asit veya parafin dökülüp genellikle silindir biçiminde dondurulan ince, uzun ışık aracı: "Kandil geceleri bu velilerin yerleri mumlarla donanırdı."- Y. K. Beyatlı
mum
Bal mumu
MUM
(Osmanlı Dönemi) f. Yumuşak
Mum
(Osmanlı Dönemi) MUM
Mum
kandela
Mum
şem
mum
ilkel aydınlatma aracı
mum
Kısmen oksitlenmiş katı hidrokarbonlar
mum
Bir fitilin üzerine erimiş bal mumu, iç yağı, stearik asit veya parafin dökülüp genellikle silindir biçiminde dondurulan ince, uzun ışık aracı
mum
Bazı böcekler ve bitkiler tarafından salgılanan, böceklerin deri ve tüylerini, bitkilerin yüzeyini kaplayarak koruyucu görev yapan, içinde serbest yağ asitleri, alkoller ve doymuş hidrokarbonlar bulunan esterler
mum
Işık yeğinliği birimi, kandela
English - Turkish
mumlu
Favorites