mum

listen to the pronunciation of mum
English - Turkish
{i} anne

Anne! Bana tuvalet kağıdını uzatabilir misin? - Mum! Can you pass me the toilet paper?

Annenle Şangayca konuştuğun zaman sadece çok az kelime anlayabiliyorum, bu yüzden de konuşmaya katılamayacağım. - When you speak Shanghainese with your mum, I only understand a few words, so I can't join in the conversation.

anneciğim
ünlem sus!
(İİ) anne
i., İng., k.dili. anne
maske ile oynamak
(sıfat) sessiz
bir çeşit sert ve tatlı bira
Aramızda kalsın
dilsiz oyunu oynamak
krizantem
{s} susmuş, suskun. ünlem Sus!
dili efendim İng
dili kasımpatı
{i} hanımefendi
susmuş
{i} tatlı bir tür bira
dili anne
sus
{s} sessiz
Sus! Mums the word
{i} kasımpatı
Sırrı kimseye söyleme
maske ile rol yapmak
mum's got the word!
sakın kimseye söyleme!
mum's the word
aramızda kalsın
Mum's the word
Aman kimse duymasın
mum and pop
anne ve pop
mum's the word!
İİ kelime!
Mum's the word
Sakın kimseye söyleme
Mum's the word
{k} Hiç kimseye söyleme!
mum is the word
aman kimse duymasın
mum is the word
kimseler duymasın
mum is the word
aman kimseler duymasın
mum is the word
kimseye söyleme
mum to be
anne adayı olmak
mum's the word
(deyim) sirri kimseye soyleme,aramizda kalsin!
mum's the world
kimseye söyleme
mum's the world
kimse duymasın
mom
anne

Annem İngilizce'yi çok iyi konuşamaz. - My mom doesn't speak English very well.

Annem doğum günüm için bir pasta yaptı. - Mom made a cake for my birthday.

mom
ana

Bir şey yapmak için son ana kadar beklemeyi sevmez. - He doesn't like to wait until the last moment to do something.

Annem bana anahtarlarını ödünç vermek zorunda kaldı. - My mom had to lend me her keys.

mom
(Aİ) anne
being a mum
anne olmak
my mum
annem
step mum
adım anne
step mum
Üvey anne
super-mum
(deyim) Süper anne: Tüm gün işe gidip, aynı zamanda evin bütün temizlik, yemek tarzı işlerini halletmeyi, çocuklarına bakabilmeyi başarabilen, iş ve özel hayatını aynı anda yürütebilen anne profili
MOM
(Askeri) askeri posta (military ordinary mail)
keep mum
susmak
keep mum
(Fiili Deyim ) bir şey söylememek
keep mum
sessiz durmak
mom
(isim) anne
mom
i., k.dili. anne
mom
dili anne
stay mum
{k} kimseye bir şey söylememek, ağzını açmamak, konuşmamak
Turkish - Turkish
Bir fitilin üzerine erimiş bal mumu, iç yağı, stearik asit veya parafin dökülüp genellikle silindir biçiminde dondurulan ince, uzun ışık aracı: "Kandil geceleri bu velilerin yerleri mumlarla donanırdı."- Y. K. Beyatlı
Bal mumu
(Osmanlı Dönemi) Mum
(Osmanlı Dönemi) f. Yumuşak
ilkel aydınlatma aracı
Kısmen oksitlenmiş katı hidrokarbonlar
Bir fitilin üzerine erimiş bal mumu, iç yağı, stearik asit veya parafin dökülüp genellikle silindir biçiminde dondurulan ince, uzun ışık aracı
Bazı böcekler ve bitkiler tarafından salgılanan, böceklerin deri ve tüylerini, bitkilerin yüzeyini kaplayarak koruyucu görev yapan, içinde serbest yağ asitleri, alkoller ve doymuş hidrokarbonlar bulunan esterler
Işık yeğinliği birimi, kandela
kandela
şem
mum ampul
Mum biçiminde ampul
mum aydınlatma
Mum yakılarak yapılan aydınlatma
mum ağacı
Sıcak ülkeler ile Kuzey ve Batı Avrupa'da yetişen bir tür mum palmiyesi (Myrica cerifera)
mum boya
bakınız: mum boyası
mum boyası
Mum, terebentin, su ve toprak boyalarla hazırlanan boya
mum cilası
Parafin ve bal mumunun terebentin veya neft yağında çözüştürülmesi ile elde edilen, ağaç eşyaları cilâlamakta kullanılan madde
mum direk
Çok uslu, yaramazlık yapmayan
mum direk
Dimdik
mum duruşu
Vücudun, ense ve omuzlara dayanarak ellerin kalçayı desteklemesiyle baş aşağı, yere dikey bulunduğu durum
mum etmek
Muma çevirmek
mum olmak
Razı olmak
mum olmak
Hırçınlığı, yaramazlığı bırakmak
mum palmiyesi
Ilıman bölgelerde yetişen, gövdesi boyunca 1 cm kalınlığında bir mum katmanı bulunan, yaprakları hurma yaprağına benzeyen bir ağaç (Cerexylon andicola)
mum çiçeği
İki çeneklilerden, güzel kokulu, şemsiye biçiminde küçük beyaz çiçekler açan, etli yapraklı, sarılıcı bir süs bitkisi (Cerinthe minor ve Cerinthe retortra)
ME'MUM
(Osmanlı Dönemi) İmama uyan kimse. İlerdekine uyan
ZU'MUM
(Osmanlı Dönemi) Yorulmak
me'mum
(Osmanlı Dönemi) imama uyan kimse. Cemaat
English - English
to act in a pantomime or dumb show
A chrysanthemum
silent
secret
stop speaking!
Mother

My mother was so tired that she went to bed early. - My mum was so tired that she went to bed early.

{i} Mom, Mother (British); silence, quietness; chrysanthemum (Informal)
Your mum is your mother. He misses his mum Mum and Dad are coming for lunch Don't worry, Mum
{n} ale brewed from wheat
{e} hush
Ones mother
secrecy; "mum's the word"
secrecy; "mum's the word" failing to speak or communicate etc when expected to; "the witness remained silent
A sort of strong beer, originally made in Brunswick, Germany
{s} quiet, silent
Be silent! Hush! Silence
If you keep mum or stay mum about something, you do not tell anyone about it. He is keeping mum about his feelings on the matter. = keep quiet. keep mum to not tell anyone about a secret
Silent; not speaking
failing to speak or communicate etc when expected to; "the witness remained silent"
failing to speak or communicate etc when expected to; "the witness remained silent
informal terms for a mother
of China
mum's the word
The accompanying facts are a secret, not to be divulged
mum's the word
don't tell, keep it a secret
mum-to-be
mums-to-be a mother-to-be
Mom
One's mother

I wish Mom and Dad didn't argue so much.

keep mum
To not talk; especially keep silent about something that may be sensitive or secret

Be like dad, keep mum (British wartime poster).

mom
mother, momma
mums
plural form of mum
MOM
(İstatistik) Method of Moments
super-mum
(deyim) A popular term of uncertain origin for a woman who raises children, performs the household duties expected of a ‘housewife’, and has a full-time job
Mom
Ones mother
keep mum
not tell, keep quiet, remain silent
keep mum
refuse to talk or stop talking; fall silent; "The children shut up when their father approached"
mom
Your mom is your mother. We waited for Mom and Dad to get home. middle of month. Mother. mother British Equivalent: mum (momma)
mom
is short for Machine Oriented Mini-server executes jobs at request of Server This is a persistant subsystem (deamon) run on each node where jobs has to be run
mom
Muslim Outreach Ministries
mom
Graduate of a masters program in Oriental medicine accredited by the Accreditation Commission for Acupuncture and Oriental Medicine
mom
Message Oriented Middleware, Message brokers, actually break messages into pieces and hand off pieces of data to applications
mom
1 Acronym for Modular Ocean Model, a primitive equation general ocean circulation model developed at GFDL It is intended to be a flexible tool for exploring ocean and coupled air-sea applications over a wide range of space and time scales See the MOM Web site for further information 2 Acronym for Musée Océanographie de Monaco
mom
This is my mom, Carol She went to Lincoln High School in Seattle where she met my dad She now lives in Everett and works at Boeing (along with half of the people who live near Seattle who don't work for Microsoft)
mom
{i} mother (Informal)
mom
Cross-platform communications underpinning linking applications that are distributed across a variety of machines and networking protocols
mom
Melbourne Overseas Mission Fund
mom
Mission Operations Manager
mom
informal terms for a mother
mums
A common name for the flower chrysanthemum
mums
plural of mum
Turkish - English
candle

The candle went out instead of having been put out. - Mum söndürmeye gerek kalmadan söndü.

The candle went out by itself. - Mum kendiliğinden söndü.

wax

Did you forget to wax the floor again? - Zemini tekrar mumlamayı unuttun mu?

My maid waxes my house once a week. - Benim hizmetçi haftada bir kez evimi mumlar.

bougie
paraffin
vax
watt
glim
candle; candlepower; watt; wax
epoxy
candlepower
candlepower; (Konuşma Dili) watt
solid paraffin
dewaxing
(Diş Hekimliği) cera
mum boya çalışması
crayon
mum benzeri
(Gıda) wax
mum cilası
wax
mum cilası sürmek
wax
mum çiçeği
(Botanik, Bitkibilim) hoya
mum çiçeği
(Botanik, Bitkibilim) hoya carnosa
mum söndü
candles were extinguished
mum söndürücü
Cone-shaped metal implement used to extinguish candles.a cone-shaped implement with a handle; for extinguishing candles a person who snuffs out candles
mum üretim yeri
wax production in
mum alevi
candle flame
mum apresi
wax finishing
mum artığı
candle end
mum ağacı
candleberry
mum ağacı
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: Myricaceae) bayberry, wax myrtle, candle berry
mum bebek
waxwork
mum bebek
wax doll
mum bezi
(Arılık) wax gland
mum boya
crayon
mum boya
crayon (made of wax)
mum boya ile resim yapmak
crayon
mum boya ile yapılmış resim
crayon
mum burnu
the burnt end of a candlewick, snuff
mum cila
heelball
mum damlalığı
brim around the socket of a candlestick, sconce; ring (placed around the base of a candle to catch the drippings)
mum dibine ışık vermez
(Atasözü) One may be a help to others and yet neglect one's family and oneself
mum direk
ramrod straight
mum direk
well-behaved
mum direk
(standing) ramrod straight
mum gibi
1. (standing) ramrod straight. 2. well-behaved. 3. waxen. 4. (as) white as a sheet, very pale
mum gibi
waxen
mum gibi olma özelliği
waxiness
mum gücü
cp
mum gücü
candle power
mum hurma ağacı
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: yılanyastığıgiller) wax palm
mum ipinin yanık ucu
snuff
mum işleyen arı
(Arılık) wax-making bee
mum kalıbı
(Arılık) wax plate
mum kurdu
(Arılık) bee moth
mum küfü
(Arılık) wax scale
mum külahı
snuffer (used to extinguish candles)
mum kırpıkları
(Arılık) wax shears
mum makası
snuffers
mum makası
snuffers, wick trimmers (used to trim candlewicks)
mum olmak
1. to become quiet and well behaved. 2. slang to be willing to do (something); to be willing to do something for (so much money)
mum presi
(Arılık) wax pincers
mum satan kimse
chandler
mum söndürmek
snuff out the candle
mum söndürmek
blow out the candle
mum söndürmek
snuff the candle
mum söndürücü
candlesnuffer
mum söndürücü
candle snuffer
mum söndürücü
snuffer
mum süzme
(Arılık) wax extraction
mum süzme makinesi
(Arılık) wax extractor
mum tortusu
(Arılık) slumgum
mum tortusu
(Arılık) wax residue
mum yakmak
to light a votive candle
mum yakmak
light a votie candle
mum yapımcısı
chandler
mum yapıştırmak
1. to seal (something) with sealing wax. 2. to make a mental note of
mum yağı
tallow
mum yağı
tallow oil
mum yağı ile yağlamak
tallow
mum yağı ile yağlanmış
tallowed
mum üflemek
blow out the candle
mum üretimi
ceriferous
mum üretme
ceriferous
mum ışığı
wax light
mum-fut
candlefoot
mumun kenarındaki mum damlaları
winding sheet
ayak-mum
foot-candle
ince mum
taper
mineral mum
ozocerite
mühürlü mum
seal
yanmış mum ipini kesmek
snuff
mum
Favorites