Turkish - English
Definition of mukavele in Turkish English dictionary
- treaty
- agreement
- (Hukuk) contract
I have never signed a social contract.
-Sosyal herhangi bir mukaveleye asla imza atmadım.
Tom signed the contract this morning.
-Tom bu sabah mukaveleyi imzaladı.
- contract, agreement, covenant, bond sözleşme
- deal
- bond
- arrange
- {i} covenant
- mukavele verileri gereksinim listesi
- (Askeri) contract data requirements list
- mukavele yapmak
- to make a contract sözleşmek
- mukavele yapmak
- to make a contract
- Savunma Bakanlığı Mukavele Yönetim Dairesi
- (Askeri) Defense Contract Management Agency
- hususi mukavele şartları
- special conditions of contract
- tahmini mukavele bedeli
- (Sigorta) estimated contract price
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of mukavele in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) Kavilleşmek. Karşılıklı anlaşmak. Sözleşmek
- (Osmanlı Dönemi) Anlaşmada imzalanan ve karar altına alınanların yazıldığı kâğıt
- Sözleşme
- Sözleşme: "Meşhur aktör davet edilmiş, hatta mukavelesi bile yapılmak üzere imiş!"- H. F. Ozansoy
- AKDİ MUKAVELE
- (Hukuk) Sözleşme ile bağlanma; sözleşme yapma
Related Terms
mukavele
Hyphenation
mu·ka·ve·lePronunciation
Resimler
History
Favorites