Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Turkish - English
Definition of muhtevâ in Turkish English dictionary
- content
- contents, content
- all that is contained within something
- contents
- contents içerik
- ingredient
Turkish - Turkish
Definition of muhtevâ in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) Bir şeyin içindekiler. Kaplanan, içine alınan. İçindeki şey
- (Hukuk) İçerik
Doğa, her sayfasında önemli içerik sunan tek kitaptır.
-Tabiat, her sayfasında mühim muhteva sunan yegâne kitaptır.
- Bir şeyin içindeki, içteki, içerik
- Bir şeyin içindeki, içteki, içerik: "Nesir olarak Naima Tarihi'ni hem muhteva, hem ifade bakımından beğenirim."- B. Felek
- (Osmanlı Dönemi) bir şeyin içindekiler
- iç
Lütfen içeriği gözden geçiriniz ve herhangi uygun bir geri bildirim veriniz.
-Lütfen muhtevayı gözden geçiriniz ve herhangi bir mütenasip geri bildirimi veriniz.
Konuşmasının içeriği, konu ile ilgili değildir.
-Konuşmasının muhtevası, mevzu ile alakalı değildir.
- kapsam