It will probably snow tomorrow.
- Yarın muhtemelen kar yağacak.
That was probably what influenced their decision.
- Onların kararını etkileyen muhtemelen oydu.
Perhaps Tom is sleeping.
- Tom muhtemelen uyuyor.
Perhaps Tom shouldn't do that.
- Muhtemelen Tom'un onu yapmaması gerekir.
He is likely to win this game.
- O, muhtemelen bu oyunu kazanır.
I think that it likely that there was a major fault in the lookout.
- Gözetlemede muhtemelen büyük bir hata olduğunu zannediyorum.
If you do your best, you're likely to succeed.
- Elinizden geleni yaparsanız, muhtemelen başarırsınız.
He is likely to win this game.
- O, muhtemelen bu oyunu kazanır.
Mary still hasn't written the essay, presumably.
- Mary muhtemelen hâlâ denemeyi yazmadı.
Presumably, Tom repaired the computer.
- Muhtemelen, bilgisayarı Tom tamir etti.
Tom said Mary was likely to be suspicious.
- Tom Mary'nin muhtemelen şüpheli olacağını söyledi.
Tom is probably going to be suspicious.
- Tom muhtemelen şüpheli olacak.