Turkish - English
Definition of muhteli̇f in Turkish English dictionary
- muhtelif
- composite
- muhtelif
- combined
- muhtelif
- divers
- muhtelif
- various, different çeşitli, türlü
- muhtelif
- sundry
- muhtelif
- various, of various sorts, assorted, diverse
- muhtelif borçlular
- (Ticaret) sundry debtors
- muhtelif giderler emri
- miscellaneous charges order
- muhtelif masraflar
- miscellaneous charges
- muhtelif yerlerde
- (Latin) passim
- muhtelif zamanlarda
- from time to time
- muhtelif aktifler
- (Ticaret) sundry assets
- muhtelif değişme
- (Ticaret) mixed variance
- muhtelif idare masrafları
- (Ticaret) sundry office expenses
- muhtelif ihtiyat
- (Ticaret) mixed reserve
- muhtelif imalat masrafları
- (Ticaret) sundry factory expenses
- muhtelif onarım atölyesi
- (Askeri) combined shop
- muhtelif tim
- (Askeri) combined arms team
- muhtelif varlıklar
- (Ticaret) sundry assets
- muhtelif şahıs hesabı
- (Ticaret) sundry persons account
- muhtelif
- multifarious
- muhtelif
- (Bilgisayar) misc
- muhtelif
- assorted
- muhtelif
- divergent
- muhtelif
- diverse,divers
- muhtelif
- diverge
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of muhteli̇f in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) (E) Çeşitli. Bir türlü olmayan. Birbirine uymayan
- muhtelif
- (Osmanlı Dönemi) çeşitli, değişik
- muhtelif
- Zıt, birbirini tutmayan. Çeşit çeşit, çeşitli: "Genç kız ve arabacı, birbirlerine muhtelif hislerle bakışarak beklediler."- P. Safa
- muhtelif
- Çeşit çeşit, çeşitli
- muhtelif
- Zıt, birbirini tutmayan