muhafazakâr

listen to the pronunciation of muhafazakâr
Turkish - English
conservative

They were conservative men. - Onlar muhafazakâr insanlardı.

Many conservative Americans agreed with him. - Pek çok muhafazakâr Amerikalı, onunla aynı fikirdeydi.

Tory
preservative
(Politika, Siyaset) neoconservative
(Politika, Siyaset) right-wing
rightist
conservative tutucu
rightwinger
(a) conservative
standpatter
victorian
traditionalist
true-blue
strict
muhafazakar bir şekilde
conservatively
muhafazakar parti üyesi
(Politika, Siyaset) tory
muhafazakar partiler
(Politika, Siyaset) conservative parties
muhafazakar; tutucu
conservative, conservative
muhafazakâr parti prensipleri
toryism
muhafazakâr partili
bourbon
muhafazakâr partili
blue
muhafazakâr partili
conservative
muhafazakâr partili
Tory
son derece muhafazakar kimse
(Argo) wowser
Turkish - Turkish
Tutucu: "Yeni prens halk hürriyetleri aleyhinde idi ve muhafazakârlara dayanıyordu."- F. R. Atay
(Osmanlı Dönemi) f. Koruyucu
(Osmanlı Dönemi) Dinî amel ve işlere muhabbet eden. Dinî inanışında sağlam olan ve değiştirmeden muhafaza eden yüksek ve sâdık insan
Tutucu
muhafazakâr
Favorites