Onun dalgalı kahverengi saçları ve koyu renk gözleri var.
- He has wavy brown hair and dark eyes.
Benim çizdiğim resim dalgalı dudakları olan bir yüzü gösteriyor.
- The picture I drew depicts a face with wavy lips.
Onlar tuşları aşağı yukarı hareket ettirdiler.
- They moved up and down the keys.
Bu caddede aşağı yukarı yürüyerek saatler harcadım.
- I spent hours walking up and down on this street.
O, başını yukarı aşağı salladı.
- He shook his head up and down.
Biz Kyoto sokaklarında yukarı aşağı yürüdük.
- We walked up and down the streets of Kyoto.