Çok sayıda insan çok sayıda akıl.
- So many men, so many minds.
Küçük şey küçük akılları memnun eder.
- Little thing please little minds.
Onun çok hızlı bir hafızası var.
- She has a very quick mind.
Tom çocuklar yedikten sonra yemek yemeye önem vermediğini söyledi.
- Tom said he didn't mind eating after the children ate.
Bir yapının inşa edilebilmesinden önce mimarın zihninde yüzlerce kez canlandırılması gerekir.
- A building, before it can be constructed, has to be visualized hundreds of times in the mind of an architect.
Biz neredeyse birbirimizin düşüncelerini okuyabiliriz.
- We can just about read each other's minds.
Tom insanların düşüncelerini okuyabileceğini iddia ediyor.
- Tom claims that he can read people's minds.
Tom aklına gelen ilk şeyi söyleme eğilimindedir.
- Tom tends to say the first thing that comes to his mind.
Son anda aklına iyi bir fikir geldi.
- A good idea came across his mind at the last moment.
Aklıma iyi bir fikir geldi.
- A good idea came to mind.