Ken korkunç bir soğuk algınlığı olmuş gibi görünüyor.
- Ken seems to have a terrible cold.
General John Pope korkunç bir hata yaptı.
- General John Pope made a terrible mistake.
Berbat bir deneyim yaşadım.
- I had a terrible experience.
Ben bugün berbat hissediyorum.
- I feel terrible today.
O zaman çok kötü görünüyordu.
- She looked terrible at that time.
O gerçekten çok kötü mü?
- Is it really so terrible?
O sözcük oyunu müthiştir.
- That pun is terrible.
Tom müthiş göründüğümü söyledi.
- Tom said I looked terrible.
Bu yol dehşet verici.
- This road is terrible.
Sigara içmek sağlığınız için çok kötüdür.
- Smoking is terrible for your health.
Yazma konusunda çok iyisin. Ben kötüyüm.
- You're so good at writing. I'm terrible.